24.BÖLÜM(2.PART)

3.7K 176 11
                                    

Hepinize merhaba canlarım..

Bu bölümde biraz geçmişe gideceğiz.Utkan'ın,Yekta'nın ve Pusat'ın ağzından neler olduğunu ve düşüncelerini dinleyeceğiz.

Duygusal ve acılarla dolu, gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir bölüm olacak dostlarım..Bunun için çok üzgünüm.

Ve  sizlere bu hafta  güzel bir sürprizim var!..

Sizler için bir Instagram sayfası açtım.

Artık kitaplarımdan alıntı ve  görseller ve yeni bir sürü güzel haberlere buradan ulaşabilirsiniz.
Hepinizi beklerim dostlarım..

Ve Instagram sayfamız:

👇

https://www.instagram.com/duslerkitapligi3675

Yorum ve oylarınızı bekliyorum canlarım..

Keyifli okumalar!..

Medya'da: Yekta var!..

Bölüm müziği:Damla- FIRTINA

************************************

''Bize, sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek.''

                               CAHİT ZARİFOĞLU

                                                                                                     
*******

''Acı çekmiş hiç kimse artık eskisi gibi değildir.''

                                 CESARE PAVESE

**********************************

Yangın merdiveninde oturmuş hala hıçkıra hıçkıra ağlıyordu Utkan. Üstüne oturduğu mermer zemin soğuktu ama o bunu hissetmiyordu bile..İçindeki acılarla alev alev yanıyordu yüreği..Tıpkı kardeşi gibi.. O kadar fazlaydı ki kayıpları, acıları.. Her kaybıyla ruhundan bir parça kopup gitmişti. Önce o lanet gecede ailesi gibi olan kardeşlerini, sonra da kalbini,hayatını,yuvası olan sevdiği kızı kaybetmişti..Kendisi de onlarla birlikte tek tek toprağın altına girmişti.O hastanede geçirdikleri bir ay tedaviden sonra Yekta ardında ailesine ve kendisine sadece acil bir görev çıktığına dair kısa bir not bırakıp ortadan kaybolmuştu.Ona ulaşamayacağını biliyordu.Çünkü kendisi de onun gibi bir müddet oradan uzaklaşmak istiyordu.Kendisi de içindeki derin acılarla olanlardan kaçarak önce anılarla dolu o güzel şehirden ayrılmıştı.Sanki nereye giderse gitsin yaşananları kendisiyle birlikte götürmeyecekmiş gibi..Sonra da yurt dışındaki yeni görev yerine gidip bir yıl kadar koruma programına alınan bir adamı korumuştu.Kabus gibi geçen bir yıl sonunda memlekete geri döndüğünde de önceki komutanlarından gelen bir emirle buraya gönderilmişti.O da elinde kalan tek şeye,vatanına sıkı sıkı sarılmış ve canı pahasına korumak için elinden geleni ardına koymamış teröristlere dünyayı dar etmişti. Kardeşine ulaşamadığı yıllarda olanları anlattırmıştı.Ama o derisine, ruhuna  vurulan hiç bir yaradan ona bahsetmemişti.Kim bilir ne acılar yaşamıştı kardeşi..Kendisi yanında olamamıştı ve onu yalnız bırakmış o yaraları almasına neden olmuştu. Hissettiği çaresizlik,acı ve öfkeyle yumruk yaptığı ellerini yanındaki duvara seri hareketle geçirmeye başladı.Eklemlerinin derisi soyulup kanlar akmaya başlamıştı ama o kendini durduramıyordu.Sanki yıllardır içinde biriktirdiği ve bastırdığı ne varsa bir anda ortaya çıkmıştı.Arkasında duran Pusat'ın yangın merdivenin boşluğunda  yankılanan bağrışlarını bile duymuyordu.Dünyayla bağlantısını  kesip tamamen içine dönüp orada kendiyle hesaplaşırken yüzüne inen sert bir darbeyle beyni sarsıldı.Hala gözlerinden oluk oluk akan yaşlar ile parlak mavi gözlerini açıp merdivenlerde karşısında oturmuş ona sinirli ve endişeyle bakan adamı gördü.Pusat kardeşi gibi gördüğü adamın dağılmış haline daha fazla dayanamayarak kendisine çekerek sıkıca sarıldı.Utkan önce şaşırsada yıllar önce kaybettiği dostuna sarılır gibi sarıldı Pusat'a.Ve aynı anda da dakikalardır süren sessizliğini bozarak  boğuk ve titrek bir sesle konuşmaya başladı.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin