46.BÖLÜM (1.PART)

2K 110 9
                                    

Selam canım okurlarım...

Bu hafta nasılsınız bakalım?

Beni soracak olursanız okulların açılmasıyla hızlı bir tempoya başladım ama yine de iyiyim çok şükür!..Sizlerle burada olmaktan çok mutluyum..O güzel yorumlarınız ve destekleriniz çok teşekkür ederim..Her bir benim ne kadar önemli sizlere anlatamam..

Ailemize yeni katılan arkadaşlarımız var!!..Sizlerde aramıza hoş geldiniz canım okurlarım..

Evet!..Kaldığımız yerden hız kesmeden devam ediyoruz.

Bu bölümde bizi neler neler beklemiyor ki.. ;)

Biraz daha farklı olarak bu bölümde sadece Ordu'da olanları anlatacağım.

Diğer bölümde ekibimizin neler yaptığına döneceğim.

YORUM VE OYLARINIZI eksik etmezseniz sevinirim..

Keyifli okumalar!..

MEDYADA; ORDU'dan bir kare var.

BÖLÜM MÜZİĞİMİZ; APOLAS LERMİ - GEL GÖĞSÜME SIĞ YARİM

************************************

Öyle Bir Zamanda Gel ki Vazgeçmek Mümkün Olmasın

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri
Yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
Gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
Yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
Hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
Hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
Hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
Hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
Hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
Sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
Ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
Dudaklarım senin adını söylerken ki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
Yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
Unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
Sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
Yer çekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...

                                                                   ORHAN VELİ KANIK

**************

O gece hiç birimizi bir daha uyku tutmamıştı.Bir salonda volta atmamı izlemişlerdi.Beni bıraksalar bu sinirle yola çıkardım ama yerimde durmam için hepsi bana söz verdirmişti.Ben de içimdeki ateşi söndürmesede evin içinde dolaşıp durmuştum.Bir süre sonra annem beni yanına çekip yanına yatırmıştı.Kucağına başımı koyup eskisi gibi saçlarımı okşayıp o eski hikayelerden anlatmaya başladığında ancak sakinleşebilmiştim.Bütün gece yanımdan ayrılmamış derdime, acıma ortak olmuşlardı.O kabus gibi gecenin üzerinden dört gün geçmişti. Kartal'dan iki gün önce haber gelmişti.Ekiple konuşmuş.Bir hafta sonra oraya gideceklerini şimdi burada başka bir görevde olduklarını söylemişler.Ama Gazze'ye gittiklerinde adam peşine düşeceklerini hatta şimdiden bir adamlarını önden devreye soktuklarını söylemişler.Bunun üzerine ancak biraz olsun rahatlaya bilmiştim.Benim gerginliğimden evdekilerde rahatsız olmuşlardı.Her an tetikte bir halde ne yapacağımı bekliyorlardı.Dört gündür beni odamdaki yataktan çıkarmamak için ellerinden geleni yapmışlardı.Ama artık o kadar çok bunalmıştım ki biraz daha beni eve hapsederlerse sıkıntıdan patlayacaktım.Benim gibi dağda bayırda gezmeyi seven,boş durmaktan nefret eden biri için sürekli yatıp dinlenmek azap gibiydi.Artık ağrılarım azalmıştı. Doktorun dediklerini harfiyen yapmıştım ve şimdi daha iyiydim.O feci ağrıda çok şükür bir daha olmamıştı yoksa bizimkileri nasıl durdururdum hiç bilmiyorum.Şimdi ise benim ısrarlarıma daha fazla dayanamayan ailemden zorla kopardığım izinle Utkan ve Pusat ile birlikte dışarı çıkacaktım ve onun için hazırlanıyordum.Kahvaltıdan sonra çıkacaktık.Annem bizi aç açına hayatta dışarı çıkarmazdı.Yanımda üzerime giyecek fazla kıyafet yoktu ama eski odamda,gardırobumda kaç sene önceki kıyafetlerim vardı.Hepsi nasıl bıraktıysam hala öyle duruyordu.Annem ara sıra onları yıkadığını ve geri yerine aynı şekilde yerleştirdiğini söylemişti.Gardırobu açıp hala bıraktığım gibi duran eski giysilerime baktım öylece..Hepsinin bir anısı,yaşanmışlığı vardı. Boğazımda oluşan düğümü gidermek için üst üste yutkundum.Gözlerimin önüne gelen anılarla birlikte yavaşça eğilip dolabın içinden askılarda olan kıyafetlerime göz gezdirdim.Sonunda üzerime lacivert ince hafif boğazlı bir kazak ve siyah keten bir pantolon beğendim.Askıları dolaptan çıkarıp yatağın üzerine attım.Hızla üzerimi değiştirip aynanın karşısına geçtim. Üzerinde kaç yıl geçmesine rağmen hala bana oluyorlardı.Kıyafetlerimin üzerime uymasından memnu bir şekilde yatağın üzerine oturup çoraplarımı giydim ve  işte hazırdım. Artık hiç biri giydiğime itiraz edemezdi.Ayağa kalkarak kapıyı doğru yürüdüm.Kapının yan tarafındaki askılıkta duran montu alıp odadan çıktım.Hızla ahşap merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin