27.BÖLÜM

3K 166 28
                                    



Selamlar canlarım!..

Yine biraz geciktim biliyorum..Çok yoğun bir dönemde olduğumdan bahsetmiştim sizlere..Buna bir de hafta sonunu kötü geçirmem eklenince haftaya bir o kadar moralsiz başladım.Yine de elimden geldiğince yazmaya çalıştım.Kötü giden her şeye rağmen burada olmak ve yazmak bana iyi geliyor.
Sizler gibi güzel okurlarım olması ise büyük bir mutluluk sebebi..
Nasıl iyi geldiğinizi anlatamam..
Yine de sizleri beklettiğim için çok özür dilerim dostlarım..

Bu bölümde aksiyona kaldığımız yerden devam ediyoruz canlarım...
Soluksuz okuyacağınız heyecanlı bir bölüm sizleri bekliyor.Sevgi ve aşkı da unutmadım tabi ki!..
Sürprizlerimi beğenecek misiniz bakalım?..

Yorumlarınız ve Vote(oylarınızı) bekliyorum.

Keyifli okumalar!..

Medyada; AY IŞIĞI  TİMİ var!

Bölüm müziği; SOYDANER - ASKERİN MEKTUBU

************************************

                 KAHRAMANLIK

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık, saldırıp bir daha dönmemektir.

Sızlasada gönüller düşenlerin yasından,
Koşar adım gitmeli onların arkasından
Kahramanlık,içerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.

Yırtıcılar az yaşar,uzun sürmez doğanlık.
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık;                                                      Adsız sansız olsa da, en büyük kahramanlık:                                                Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de güneşler gibi parlayıp sönmektir
Bunun için ölüme bir atılış gerekir,     Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir...


                       HÜSEYİN NİHAL ATSIZ



************************************

Güneş çoktan tepeye ulaşmış öğle vakti olmuştu.Görüş açımı engellemeyecek şekilde sırtımı güneşe vererek konumumu ayarladıktan sonra tekrar ateş etmeye başlamıştım.
Onlar ise güneş ışığının direk onlara vurmasından dolayı beni göremiyor
lardı.Haliyle de girdikleri o delikten kafasını çıkaranı daha harekete geçemeden indirdim.Uzun bir süre mermilerimi üzerilerine yağmur gibi yağdırdım.Onlar saldırının nereden geldiğini bile anlayamadan ben beş altı tanesini çoktan indirmiştim bile..
İndirdiğim her pislik elindeki silahı bize doğru atmaya çalışırken elinde patlıyordu.Benim onları Çukurun içine gizlenmiş şerefsizleri art arda indirmemin üzerine diğerleri korkarak geri çekilmiş ve kafalarının dışarı daha dikkatli çıkarmaya başlamıştı.İyice köşeye sıkışmışlardı ama hala bunun farkında değillerdi.
Gözlerimi bir saniye bile üzerlerinden ayırmadan bekliyordum.Üzerinde yattığım toprağın ve kayanın soğuğunu hissediyordum.Buna rağmen anlımdan terler boşalıyordu.
Tam tepeden vuran güneşin yakıcı etkisi ve yüzümdeki rahatsız edici ter damlalarına rağmen hiç hareket etmeden bekliyordum.İki de bir elime almayacağım için telsizi yan cebime koymuştum.Onun yerine dikkatim dağılmasın diye üniformamın yakasına sabitlediğim açık duran telsize bağladığım kulaklığımı kullanmaya başlamıştım.Gözümü dürbünden ayırmadan kulaklığa doğru konuşmaya başladım.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin