44.BÖLÜM

1.9K 120 2
                                    


Selamlar can okurlarım..

Hepiniz yeni bölüme hoş geldiniz!..

Öncelikle bu haftaki bölümün gecikmesinden dolayı bir kez daha sizlerden çok özür dilerim.Sizlere söylediğim gibi daha erken yetiştirmeye çalıştım ama bir türlü oturup bölümü tamamlayamadım. Ancak fırsatım oldu.

İkinci olarak da; Hepinize desteklerinizden dolayı çok teşekkür ederim canım okurlarım.İyi ki varsınız!..Mesajlarınıza çok yoğun olduğum için ancak dönebildim kusura bakmayın lütfen..

Bu arada,annemin hepinize çok selamı var!Geçmiş olsun dilekleriniz için çok çok teşekkür etti.Rabbim bütün hastalara şifa versin inşallah!..

Evett..Şimdi hazırsanız merakla beklediğiniz bölümümüz gelsin!

Karadeniz rüzgarları estirmeye devam ediyoruz..Heyecanla beklediğiniz o güzel sahnelerin bol olduğu,aksiyon ve aşk dolu bir bölümle sizleri baş başa bırakayım o zaman..

Keyifli okumalar can okurlarım..

Yorum ve Oylarınızı merakla bekliyorum.

BÖLÜM MÜZİĞİ;CEM ADRİAN- SEN GEL DİYORSUN (ÖF ÖF) 

***********************************

SUSMAK

Anladım ki susmak bir cüsse işi...
Derin denizlerin işi...
Serin sular en hafif rüzgârları bile coşturabiliyor..
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar...
...
Derin denizlerin sükutu büyüler beni.
İçimi bir heybet hissi kaplar.
Benliğimi hasret duyguları istila eder.
Kalbim ürperlerle dolar.
Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana.
Göklerin suskunluğu da öyle. Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep.
Sükut her zaman daha manalı, daha derindir.

Kalbe sözden çok sükuttan manalar akar.
İnsan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı.
İnsanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konuşacaklardı.
Ve ses, sükutun heybetini bozamayacaktı.
Konuştuğum zamanlar hep acze düşmüşümdür de ondan kelama sarılmışımdır.
Evrendeki her varlıkta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algılamışımdır.
Sözü ise ancak bir zaruret..

Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan.
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım.
Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum.
Hayatın hiç bir kasırgası, hadiselerin hiç bir fırtınası onu dalgalandıramıyordu.
O denize imrendiğim an, gözlerim şu mısralara takılmıştı:

Gittim, gittim, denizin,
Sınır yerine vardım
Halin bana da geçsin!
Diye ona yalvardım
Bir çılgın vesvesede,
İçim didiklense de,
Olaydım o cüssede,
O'nun gibi susardım..

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin