41.BÖLÜM

2.6K 139 17
                                    


Selamlar can okurlarım...

Öncelikle hepinizin geçmiş Kurban Bayramını kutlarım..Umarım ailenizle birlikte mutlu,birlik beraberlik içinde çok güzel bir bayram geçirmişsinizdir.

Bu bayram baya yoğun geçtiği için sizlerle bayramlaşamadık.Burada gün be gün büyüyen beraber kocaman bir aile olduk.Bu yüzden hepinize çok teşekkür ederim canlarım..

Ve benim kocaman ve güzel ailem hepinizi çok seviyorum..İyi ki varsınız!..

Gelelim yeni bölümümüze..

Siz bayram tatiline çıkmışken ben boş durmadım tabi ki..O kadar yoğunluğun arasında yeni bölümün kurgusunu hazırladım.

Buram buram aşk kokan,duygusal bir bölümle geldim.

Umarım beğenirsiniz..

Keyifli okumalar!..

Yorum ve Oylarınızı bekliyorum.

Sizin düşünceleriniz benim için çok önemli biliyorsunuz. ;))

Multi medyada; Taze aşıklarımız Yekta ve Pusat :))

Bölüm müziği;ANIL DURMUŞ - HER ŞEY FANİ

************************************

GÖZLERİNE BAKARKEN

Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:

sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan...

NAZIM HİKMET

************************************

Oluşan sessizlik ve ilaçların etkisiyle bir süre sonra gözlerim kapandı. Uyandığımda ilk önce yine o nefret ettiğim hastane kokusunu aldım. Gözlerimi açtığımda bembeyaz tavan görüş açıma girdi.Bir kaç kez gözlerimi kırpıştırarak etrafa baktığımda ise bir haftadır kaldığım odada olduğumu fark ettim.Başımı sağ tarafıma çevirdiğimde yatağımın yanındaki küçük koltuktan Utkan'ın uyuduğunu gördü.Kocaman cüssesinin sığmadığı küçücük koltukta iki büklüm olmuş başı yanına düşmüştü.Kaç günden beri benim yüzümden perişan olmuşlardı. Kardeşimin yorgunluktan çökmüş yüzüne şefkatle baktım.Kendi kardeşim gibiydi.Bir insanın kardeşi olması için arada kan bağına gerek olmadığının en canlı örneğiydi benim dostum..Benim yeri geldiğinde dayanağım,sığınağımdı.Umur,bizim aramızdaki bağı gördüğünde çok kıskanırdı.Bir keresinde ''Bu herifi küçük kardeşin,dostun gibi gördüğünü bilmeseydim zaten çoktan parçalardım.''diye takılmıştı.Utkan ile atışmaları gözümün önüne geldiğinde yüzümde bir gülümseme oluştu.Ne günler geçirmiştik birlikte ve şimdi elimizde kalan sadece hatıralardı..

Utkan'ın küçük bir erkek çocuğu gibi uyuyan yüzünü şefkatle odadaki eksiklikliği fark ettim.Pusat yoktu! İçimde daha önce hiç hissetmediğim bir panik baş gösterdi.Kalbim korkuyla çarptı.Neredeydi?Ya gittiyse?Ya bana kırıldıysa?

Ben kafamdaki sorularla boğuşurken Utkan kıpırdanmaya başladı sonrada gözlerini açıp yerinden doğrulmaya çalıştı.Boynu tutulmuş olmalı ki yüzünü buruşturarak boynunu ovarak doğrulup oturdu.Gözleri beni bulunca;

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin