74.BÖLÜM

664 89 45
                                    

Selam canım okurlarım..

Evet, bölümümüze gelirsek..

Aksiyona kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Bakalım Yekta ve ekibi neler yapmış?

İyi okumalar!..

Yorum ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim canlarım.

Görselde; Bölüm afişimiz var.

Bölüm müziği; Duman - Kolay Değildir 

************************************

''Türk askeri savaşa girerse siz ancak mezara girersiniz!..''

duslerkitaplıgı

*******

BATI AFGANİSTAN / KIRSAL BÖLGE (ABD KAMPLARINDAN BİRİ)

Gece yarısı bozkırın sert ayazında düşmanın inine doğru yürürken hiç tereddütümüz yoktu. Bu gece onlara Türk askerinin esas gücünü gösterecektik. Verilen emre uyarak ana kamptan üç özel destek ekip çağırmıştım. Buraya gelmemizin bir diğer sebebi de buradaki kamplarında bizim askerlerimizden bir grubun rehin alınmış olmasıydı. Generalin odasındayken yaptığımız bu konuşma milli istihbaratımızın edindiği gizli bir bilgiydi ve bunu sadece sınırlı sayıda asker biliyordu. Şimdi hem kampı ele geçirmek hem de askerlerimizi kurtarmak için bu özel ekiplere ihtiyacım vardı. Benim ekibim iki aydır içeriden bilgi almaya çalışmıştı. İçeride bir şeyler döndüğünü öğrendiğimizden beride bu gece yapılacak operasyona hazırlanıyorduk. Generalin söylediğine göre; içeride rehin tutulan askerlerimizin akıbeti belli değildi. Bu yüzden her ihtimale karşı destek ekip çıkarmak uygun görülmüştü. Operasyonun buradaki sorumlusu bendim. Operasyon için ekibin başındaki komutanlara verilen saati diğerleriyle iletişim kurmak için takmıştım. Dizlerimizi kırarak gece görüşü dürbünlerle düşman kampına doğru yürürken kolumdaki saati aktif hale getirip konuşmaya başladım.

''Kartal konuşuyor!''

''Şahin 1 dinlemede!''

''Şahin 2 dinlemede!''

''Baykuş dinlemede!''

''Durum bildirin!'' diyerek emir verdim.

''Şahin 1, Son yüz metre!''

''Şahin 2, 200 metre!''

''Baykuş, yerimizi aldık Kartal!''

''Baykuş beklemede kal! Şahin 2, acele et! Bir dakika içinde herkes yerini alsın!''

''Emredersiniz!..'' diye hepsi bir ağızdan cevap verince onları bırakıp dikkatimi önümdeki alana yoğunlaştırdım. Arazi tüyler ürpertecek kadar sessizdi ve düşman bölgesi tahmin ettiğimden daha sıkı korunuyordu. Ama bu bizim için sorun değildi. Gölge olmak bizim işimizdi. Biz istemediğimiz sürece düşman bizi göremezdi. Havanın bulutlu olmasından faydalanarak gecenin içinde hızlıca ilerleyerek belirlediğimiz noktaya ulaştık. Arkamdan duran ekibe önce elimi açıp hafif havaya kaldırarak durmalarını işaret ettim. Etrafımı tekrar kontrol ettikten sonra ikili olarak yerlerine geçmeleri için işaret verdim. Dizlerimizi kırarak hızlı bir şekilde yerlerimizi aldık. Diğer ekiplerin de yerlerini almasını beklerken bulunduğumuz alanı tanımaya çalışıyordum.  Operasyona başlarken askerin birinci önceliği araziyi tanımaktır. Bu bize her zaman avantaj sağlardı. Botumun altındaki toprağın yumuşak olması ayak seslerimizin duyulmasını minimum seviyeye indirmişti. Dizlerimi kırıp hafifçe yere çökük elimle yeri yokladım. Gece görüşü gözlükten gördüğüm kadarıyla çıkışta burayı yerle bir etmek için elimize malzeme geçmişti. Kulaklıktan gelen ekibimin seslerini duyunca her ne kadar gergin olsam da gülümsedim. Canımızı vatanımız için gözümüzü kırpmadan feda etmeye her zaman hazır olsak da gergin olduğumuzda her operasyonda istisnasız böyle konuşmalar geçiyordu. Beklemek kanımızda yoktu! Bizi ancak hareket kendimize getiriyordu.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin