65.BÖLÜM

855 85 28
                                    

Selamlar güzel okurlarım...

Görüşmeyeli nasılsınız canlarım?İnşallah çok iyisinizdir.

Bir hafta ara ile yine sizlerle birlikteyim ve bomba gibi geldim.

Evet,aksiyona kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Bakalım bu hafta ekibimizi neler bekliyor?

Görselde;Ekibimiz var.

Bölüm müziğimiz; Gündoğdu Marşı 

************************************

Soğuklar zalimdi, kışlar amansız;
Kuşlar yuvalardan düşerdi cansız;
Vuruştuk yaralı, hasta, dermansız;
Ne aman istedik, ne aman verdik.

Yıllarca ufkunda yedi renk bayrak,
Salındı bizimdir diye bu toprak,
Hepsini allara boyadı şafak,
Göklere içtiği kadar kan verdik.

       SAMİH RİFAT - ASKER KOŞMASI 

************************************

Bazen bazı yaraları çabuk kabuk bağlamaz.En ufak şeyler onu hatırlatır, kabuk kalkar ve yaran kanamaya başlar.Şu yeryüzünde yarası birçok insan vardır elbette ama askerlerin aldığı yaralar hiç kapanmaz.Türk askerinini sadece bedenine değil,ruhuna aldığı yaraları da vardır.Hiç dinmeyen kabusları,acıları..Ardında bıraktıkları...Cephede savaşırken,kardeşinin son nefesine şahit olanlar..Kendi elleriyle toprağa verdikleri sevdikleri vardır.

Hepimizin yaşadığı acılar vardır ama en zoru sevdiğinin acısını görmektir.

Türküyü bitirdikten sonra hızla yerimden kalktığımda bütün ekipte benimle birlikte ayaklandı.

''İyi geceler asker!''

''Sağ ol!!''diye hep bir ağızdan bağırıp selam verdiklerinde bende başımla selam verip çıkışa doğru yürüdüm.Pusat endişelenmiş olacak ki arkamdan koşturarak geldi.Kapıdan çıktıktan sonra ona doğru döndüm.

''Sen sorman söyleyeyim,iyiyim canım.Sadece bir işim var birazdan gelirim.''dedim.

''İyiysen sorun yok..Ben odama geçiyorum o zaman..Halletmem gerek bir kaç evrak işi kaldı,onları yapacağım.İşin bitince yanıma gel..''dediğinde başımı sallayıp ''Tamam.''diyerek çıkışa yürüdüğümde arkamdan yine seslendiğini duydum.

''Çok gecikmeyin Yüzbaşım!'' 

Sözlerine gülümseyerek başımı arkaya çevirip,omzumun üzerinden ona baktım.Yüzündeki muzip ifadeyle,elleri ceplerinde duran adamla kalbim tekledi.Adamın duruşu,bakışı bile rahatlamama yetiyordu.

''Peki Üsteğmenim!.''diye bağırarak önüme dönüp yürümeye devam ettim.Yüzümde gülümsemeyle dışarı çıkarken,kapıda nöbet tutan askerleri görünce toparlandım.Ciddi bir ifadeyle yanlarına yaklaştığımda hazır ola geçip selam verdiler.Başımla selam verip ilerlemeye devam ettim.Gecenin karanlığında ve bu dağ başında gidebileceği tek yere doğru ilerledim. Eğitim verirken,eğitimden kaçan askerlerin peşine düştüğüm olmuştu ama bu sefer durum farklıydı.Yanına yaklaşarak arkasında durup beni fark etmesi için boğazımı temizledim.

''Asker!''diyerek seslendim ardından da.

Başını çevirip bana baktı ve şaşkın bir şekilde ''Komutanım?''diyerek oturduğu yerden kalkıp toparlanmaya çalıştığında elimle oturmasını işaret ederek ''Otur asker.''dedim.Yanına yaklaşıp yan tarafındaki diğer taşın üzerine oturdum.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin