Afitap
Üzerimdeki Asaf'ın ağırlığı biraz fazla gelmeye başladığında onu belli belirsiz hareket ettirmeye çalıştım ama belli etmiş olmalıyım ki vücudunu oynatıp üstüme tekrar yerleşti.
Nefesimi tutup her şeyin normale dönmesini bekledim ve tekrardan hareket ettirmeye çalıştım elimi pelvisine koyarak ama o, kalçasını hareket ettirip huysuz sesler çıkardı ve başını yukarılara taşıyıp boynuma koydu.
Sakalının batması hiç sorun değildi. Beni öldürmek ister gibi sarılması da sorun değildi. Memelerimi ezen gövdesi de hiç sorun değildi. Boynumu deşmeye çalışan burnu da sıkıntı değildi.
Ama nefes almasa mıydım?
Sevdiğini söylediği karısı hayatta kalmasa mıydı?
Elimi komodine doğru uzattığımda hareketimi hissetmiş olacak ki yine homurdanıp kafası ile kafamı ittirip boynuma yerleşti, sanki önceden düzgünce yerleşememiş gibi.
Üstümde o kadar büyük bir ağırlık vardı ki zavallı kalbim işini yapabilmek için göğsümü dövmek zorunda kalıyordu.
Zar zor telefonu alıp baktığımda saatin daha erken olduğunu gördüm. Biraz daha uyuması iyi olurdu, hem haber de yoktu.
Uyusundu da ben ne yapacaktım?
Yüzüm açıkta kaldığı için gece sürekli uyanmıştım. Üstüne bir de Asaf eklenince terlemiş ve sıcaklığa uyanmıştım.
En azından karın bölgem boştaydı.
Şom ağzımı...
Asaf tam anlamıyla üstüme çıktığında gözlerim yerinden fırlayacak sandım.
Bu adam ne yiyip ne içiyordu?
Sakin olmaya çalışarak onu usulca uyandırma düşüncesi ile elimi saçına attım. "Asaf..." dedim.
Ses seda çıkmadı.
"Asaf..." dedim biraz daha yüksek sesle.
"Mmmm?" diyip burnunu sürttü boynuma. Öyle bir nefes aldı ki ruhumu içine çekiyor sandım ve bu, bende hiç de hoş bir his bırakmadı. Birinden etkilenme hissi hâlâ yabancısı olduğum ve uzak durmak istediğim bir histi.
"Biraz yana kayar mısın?"
İtiraz eder gibi başını iki yana sallayıp üzerimde hareketlenip neredeyse hiç hareket etmeyince gözlerim büyüdü.
İçindeki çocuğu fazla mı serbest bırakmıştım?
"Asaf, n'olur biraz kay." dedim acınası bir sesle. Derin bir nefes alıp vücudunu yarı yarıya üstümden aldı.
Artık rahat bir nefes alma zamanıydı benim için.
Normale dönmem biraz zaman alsa da başarabilmiştim. Asaf hâlâ boynumda soluklandığı için ben de kafamı ona doğru çevirip yüzümü kapattım biraz.
"Sikeyim böyle işi." diyen Asaf'ı duyuyor ama haftanın yorgunluğu ve gece düzgün uyuyamamam olsa gerek gözlerimi açmam zaman istiyordu.
"Bir de uyurken kadına tecavüz etseydin, Asaf! Senin yapacağın işi sikeyim!" Fısıldıyordu ama duyabiliyordum. Uyandığımı fark etmesini istemediğim için gözlerimi kapalı tuttum. "Sen de durdun durdun, kalkacak zamanı buldun. Senin gibi..." Banyoya girmesi ile ne hakkında konuştuğunu anlamasam da yavaş yavaş taşlar yerinde oturuyordu.
Tekrar kapı sesi gelince uyuma numarası yapmaya devam ettim. "Dua et görmedi, ibne herif." diyince gülümsememi saklamak için sesleri duymuşum da rahatsız olmuşum gibi homurtular çıkarıp yüzümü yastığa gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...