Bölüm 58

577 34 0
                                    

Oncelikle merhaba. Kucuk bir sey belirtmem gerekiyor. Bu bolumdeki bazi kisimlari daha once ben kesit diyerek vermistim. Fakat su ana kadarki tarzima uymamasi, icime dert oldugu (zamaninda "sorun olmaz be amaaaan" diyerek yazmistim) icin o kismi duzenleyerek bu bolume yedirecegim. Bilginiz olsun.
Umarim keyif alirsiniz. İyi okumalar.

Yusuf Ali Asaf

"Asaaaaaaf!" diyerek neşeyle bana doğru gelen kadına baktım. Dudaklarım refleks olarak kıvrılırken üzerime atlayacakmış izlenimini beynimden atamadım.

Dibime kadar gelip "Bil bakalım ne oldu." dedi kahveleri parıl parıl parlarken.

"Ne oldu, birtanem?" Masamın üzerindekileri biraz itip oturdu üstüne.

"Bu hafta sonu değil ama diğer hafta sonu arkadaşlarım gelecek!" dedi, son kelimeyi coşkuyla uzata uzata ve masanın üstünde dans etmeye başladı.

Onun bu sevinçli hâli beni çok mutlu ediyor ama bazen arkadaşları kadar sevilmediğim düşüncesi üzüyordu.

Her ne kadar "Seni seviyorum." demese de beni sevdiğini biliyordum. Bu süre zarfında onu iyice gözlemlemiş ve sevmediği insanlara karşı tutumunu görmüştüm. Bana bakarkenki bakışlarını, yakınımda olduğunda kalp atışlarını, bazen elinin titremesi, dudaklarının kıvrılışı, göz kenarlarının hafiften kırışması, bazen beni izlemeye dalması, ben yataktan kalktıktan sonra yastığıma sarınması ve daha nicesi... Fakat bu coşkuyu kendim için göremiyordum.

"Arkadaşlarını benden daha çok seviyorsun. Eminim eve gelmemi bu kadar coşkuyla beklemiyorsundur." dedim geriye yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturarak.

O da kollarını göğsünün altında kavuşturdu. Bu hareketiyle memeleri daha belirgin olmuştu.

Derin bir nefes aldım.

"Sen her gün eve geliyorsun." dedi ve sonuna "Çok şükür Rabbime." iliştirdi. "Senle de bu kadar uzun zaman, yıllar boyunca görüşmeyelim. Ne dersin? Bakalım o zaman bu kadar coşkulu olur muyum?"

Kollarımı çözüp öne eğildim, ellerimi Afitap'ın iki yanına koydum. "Ben seninle o kadar uzun süre ayrı kalırsam kafayı yerim." dedim, yüz ifadesi düz bir hâl alıp yutkundu. "Sen benden o kadar süre ayrı kalabilecek misin?" Gözlerinin içine bakarak kurduğum bu cümlenin alelade bir cümle olmadığını biliyordu. Hava o kadar yoğundu ki elimi atsam elimin içinde ağır gaz parçacıkları birikecekmiş gibi hissediyordum.

Tekrar yutkundu. "Herkes, herkesten ayrı kalabilir, Asaf. Ben de senden ayrı kalabilirim ama istemiyorum. Senden uzakta bir hayat istemiyorum." Gözlerimiz birbirine kenetliyken bu kontağı bozmadık. Gözlerim gayri ihtiyari dudaklarına kaydığında birleştirmeyi ne kadar istediğim tartışılamazdı bile. Onun için çöle dönen vücudumun suyu, yine bu kadındı. Ondan uzak kalmak gün geçtikçe zorlaşıyordu. Onu kırmak, incitmek istemeyen yanım, bunun bir şekilde üstesinden geliyordu. Yine de yaklaşık 15 yılın üstüne, bir de o eklenince bazen tüm gücümün elimden alındığını hissediyordum. Tıpkı şu anda olduğu gibi... Ellerim sıkı sıkıya masayı kavramışken kıvrılıp da beni Afitap'a yakınlaştırmaması için özel bir efor sarf etmem gerekiyordu.

"Git, güzelim." dedim fısıltı şeklinde.

"Ha?" dedi önce şaşkınca. Bu şapşallığına dudaklarım kıvrıldı. Dediğimi kavrayınca "Tamam." dedi. Koltuğumu itip aradan sıvışıp gitti. Kıza git diyordum ama mengeneye aldığımı unutuyordum.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin