Bölüm 52

563 36 1
                                    

Yusuf Ali Asaf

Sakalıma takılan şeyle gözlerimi açtım. Üzerimdeki ağırlığı da o zaman fark ettim. Kolumun altındaki bedenin sıcaklığını ve varlığını hissedince tüm bedenim yine taş kesti. Hissettiğim yumuşak ve kıvrımlı beden aklımı bir an durdursa da uyandırmadan üzerimden çekmeye çalışacaktım ki ansızın kapının açılmasıyla örtüyü hemen Afitap'ın üstüne çektim. Yarı çıplak diyebileceğim vücudunu vücudumda çok rahat hissediyordum.

Sert bakışlarım kapıya döndüğünde yardımcılardan Pelin'i gördüm. Kocaman gözlerle bize bakıyordu ve bakışlarımı görünce alelacele çıktı odadan.

O sırada Afitap hareketlenmiş, saçlarımı kavramıştı.

Ah be güzelim!

Küçük bir çocuğu tutar gibi elimin biri kafasının arkasına, diğerini sırtına koyup yavaşça yana döndüm ve Afitap'ı yatağa yatırdım. O ise beni bırakmayıp çekti kendine.

Ah be güzelim!

Sakin olmak için derin bir nefes alınca kokusu sızdı ciğerlerime. Gözlerimi kapatıp kollarını gevşettim yavaşça. Üzerinden tamamen kalktığımda yastığın birini kollarının arasına koyup lavaboya gittim.

İşlerimi halledince direkt mutfağa gittim Pelin'i sormak için. Pelin'i sormam diğer çalışanları rahatsız etse de bir şey demeden çıktım yukarı tekrar.

"Yusuf Ali Asaf Bey?" diyip gözlerini kocaman açmış kızla koridorda karşılaştık.

"Pelin!" dedim buz gibi sesimle ve adım adım ona yaklaşmaya başladım.

Başını eğip ellerini önünde birbirine bağladı. "Çok özür dilerim, Yusuf Bey. Ben gerçekten sizin odada olduğunuzu bilmiyordum. Bilsem girmezdim ki. Niye gireyim? Ben de sizi öyle görmek istemezdim ama gerçekten bilmiyordum!" diye hızlıca açıklama yaptı ama bu, beni yumuşatmadı. Afitap'ın evin bu kadar kalabalık olmasından hoşlanmadığını, bunda mahremiyet duygusu olduğunu biliyordum. Böyle bir durumdan onun da haz etmeyeceği açıkken böyle hareket edemezlerdi.

"Mazeretlerin umurumda değil, Pelin. Ne sen ne de bir başkası bir daha odalara bodoslama dalacak!"

"Hayır, Yusuf Bey. Asla! Bir daha asla böyle bir şey olmayacak." Kızın gözü ve sesinden korkusunu anlayabiliyordum.

"N'oluyor burada?" diyen çatlak sese döndüm. Afitap sabahlığının önünü bağlayarak geliyor ama maalesef sabahlığın, kaydadeğer bir işlevi yoktu.

"Günaydın, güzelim." dedim sorusunu es geçip.

"Günaydın, Afitap Hanım."

"Günaydın ikinize de bir sorun mu var?"

Yanıma gelip durdu. "Hallettik, güzelim."

"Emin misin?" dedi Pelin'i işaret ederek.

"Evet, güzelim." Pelin'e dönüp gidebileceğini söyledim.

"Sorun ne?" dedi odaya geri dönerken.

"Hallettik, güzelim."

"Ne oldu, dedim, Asaf!" dedi ses tonunu yükselterek.

"Hallettik, dedim ben de, güzelim."

Odanın kapısını açtı ve benim geçmemi bekleyip kapıyı kapattı. "Benden bir şey saklamanı istemiyorum, Asaf."

Koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım ve kollarımı açtım. "Tuvaletimin hesabını da vereyim mi, güzelim?" Yüzünü buruşturdu.

"Aynı şey mi?"

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin