Bölüm 37

604 32 10
                                    

Mutlu yillar.
Mutlu, huzurlu, saglikli yillar hepinize.
Yeni yil hediyesi gibi olsun diye bolum atayim dedim, insallah cok kotu bir yerde bitmiyordur. :D
Azicik daha disimizi sikarsak bayagi rahatlayip eglenecegiz insallah 🙃




Afitap

Günler öncesini düşündükçe hem sinirleniyor hem de utanıyordum. Utanmamın sebebi, Asaf'ın karşısında liseli ergenler gibi davranmalarıydı. Sadece saç saça, baş başa kavgamız eksikti.

Sinirlenmemin sebebi ise Asaf gittikten sonra Aslı'nın beni uyarmasıydı. Üslubu ne şekilde olursa olsun, bu yaptığını kabul edemiyordum.

Gerekli cevabı vermiştim ama içim hiç rahat değildi. Kendisini tanımadığım için onun ne yapacağını da bilemiyor, kestiremiyordum.

Fakat en sonunda bunu Asaf'a söylemeye karar verdim. Madem bir ilişki deneme kararı aldık, bu sürede ondan bunu saklamayacaktım.

Asaf'la konuşmam gereken mevzular birikiyordu.

Akşamleyin Asaf'tan yine arkadaşlarının geleceği haberini aldım, bu da konuşmanın gecikeceği manasına geliyordu.

Umarım unutmazdım.

Çünkü çocuk mevzusunu* şu ana kadar konuşmamış olmamız bile büyük sıkıntıydı.

Neyse ki bugün yardımcı geliyordu da yemek telaşında olmayacaktım. Asaf, bu tarz haberleri geç verse de bana da yük yüklemiyor, görevliyi ayarlıyordu.

Akşam olduğunda hepsinden önce gelmişti Asaf. Bana tekrardan arkadaşlarının geleceğini söyleyip banyo yapmaya geçmişti. Çıktıktan sonra arkadaşlarının yemeğe gelmeyeceğini, o yüzden bizim önden yememizi söyledi.

Daha önce söyleseydin keşke...

Yemeğimizin ardından salonda otururken zil çaldı. Asaf'ın arkasından ben de kapıya doğru gittim. İlk önce büyüyen göbeğiyle Duru'yu gördüm. Gülümseyip yavaşça sarıldım. Arkasından eşi, onun arkasından Yalın girdi. Onların da elini sıkıp içeri doğru yönlendirdim, tabii "Hoş geldiniz." demeyi unutmadan.

En sona arkadaşı Ufuk kaldığında kucağındaki kız çocuğunu görünce şaşırdım. Gözlerim kocaman açılmış, ağzımdan şaşkınlık nidası fırlayıvermişti.

"Afitap ablaaaa!" diye cıvıldayıp kucağıma gelmeye çalışan Yıldız'ı koltuk altından tuttum. O sırada da diğerlerine şok içinde bakıyordum.

N'oluyor?

Ufuk, kucağından atlamaya çalışan Yıldız'ı tutarken bir yandan da olayı anlamaya çalışıyordu.

Ben koltuk altından tutarken Yıldız boynuma sarıldı. "Afitap ablaa!" Kollarını gevşetti ve babasına dönüp devam etti. "Baba, Afitap ablanın kucağına gidebilir miyiiim?" Ufuk, yalnızca başını sallayıp kollarını gevşetti.

Gülümseyerek Yıldız'ı kucağıma aldım. "Kilo mı aldın sen?"

"Evet. Babam bana bir sürü şey yediriyor." Hemen etrafa göz attı. "Burası senin evin mi?"

"Evet."

"Sen, babamın arkadaşı mısın? Niye bana söylemedin babamı?" Dudaklarını büzdü hemen. Kendince haklıydı o da. Küçücük dünyası camdan inşa edilmiş, yıkılmak için ufacık bir darbeyi bekliyordu.

"Benim değil, kocamın arkadaşı. Bak bu da kocam Yusuf Ali Asaf." diyip elimle Asaf'ı takdim ettim. Biz konuşurken Ufuk, kendi ve Yıldız'ın ayakkabılarını çıkarmış, yerleştirmişti.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin