Yusuf Ali Asaf
"Bir kere benim sözümü dinleyecek misin acaba?" Bendeki de soru! Dinlemeyecekti. Uyandığını anlayınca uyumasını söyledim.
"I-ı... Film..." diye bu hâliyle bile itiraz etti. Gerçekten inanılmaz bir kadındı.
Yatağa götürüp yavaşça yatırdım. Anlamsız sesler çıkarıp yüzünü kapattı. Yastıklarından bir tanesini eline verdiğimde hemen sarılıp gömdü yüzünü.
Belki de artık yatağın yerini değiştirmenin vakti gelmişti.
Ya da gelmemişti.
Gülümseyip pijamamı giydim.
♂♂♂
"Aklınızı mı kaçırdınız siz?" dedim çatalımı kenara koyup. Afitap dikkatli bir biçimde beni izliyordu. Gözlerindeki soru işaretini görebiliyordum.
"Ben değil, Duru kaçırdı." Bezgin sesi olayı tahmin etmeme yardımcı oluyordu büyük oranda ama...
"Gidecek başka yer mi kalmadı? Çok tehlikeli. Tek bir harekete bakar..."
"Biliyorum, abicim, ama dinlemiyor beni. Geçen gün ağlayıp durdu. Bir de bu yüzden sancısı olunca..." Derin nefes alış verişini duydum.
"Kabul etmek zorunda kaldın." diye tamamladım cümlesini.
"Siz de gelin. Ufuk ve Yalın geliyor. Size de oda ayırttım."
Tek kaşımı kaldırdım. Artık evli bir adamdım ve eskisi gibi hop atlayıp gidemezdim. "Önce bize sormayı niye akıl edemedin?"
Güldü. "Vakit kaybettirirdi. Hadi! Biz yola çıkıyoruz. Siz de en kısa zamanda gelin." diyip telefonu yüzüme kapattı.
"Kimdi?"
Çatalımı alıp yemeye devam ettim. "Demir. Uludağ'a gideceklermiş, bize de gelin dedi. Emretti daha doğrusu. Odamızı ayırtmış."
"Ama çok tehlikeli." dedi rokayı ağzına atıp.
"O da biliyor ama Duru'nun ağlamalı ısrarından sonra kabul etmek zorunda kalmış."
Anladığını belirtir şekilde başını salladı. "O da sıkılıyordur evde tüm gün."
"Evet ama bunu göze alarak çıktılar bu yola. İki can var şu an karnında."
"Teknik olarak karnında değil ama haklısın. Ne zaman gidiyorlarmış?"
"Şimdi."
Ağzına götürdüğü yumurta parçası havada kaldı. "Şimdi?"
"Evet. Bize de en kısa zamanda gelmemizi söyledi."
Kafasını iki yana salladı. "Kafayı yemişler."
Tebessüm ettim. Onunla aynı fikirde olduğumuz bir konu vardı nihayet. "Gitmek ister misin?"
"Olur ama önce artık spor salonuna gidelim, çok boşladık."
Kafamı salladım onaylar biçimde. "Öyle yaparız."
Küçüklüğümüzden bahsederek geçirdiğimiz kahvaltıdan sonra spor salonuna geçtik. 1 saatlik sporun ardından duşumuzu alıp eve geçtik.
Küçük bir bavula eşyalarımı yerleştirirken Afitap benimkinden daha büyük bir bavul hazırlıyordu.
"Bu kadarına ne gerek var? Yarın döneceğiz zaten."
"Olsun." dedi seyahat boy losyonunu koyarken. "Lazım olabilecek şeyler bunlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...