Afitap
Benim için hareketli bir yıldı kuşkusuz. Evlenmiş, beni pek enterese etmese de şirket için uğraşılmış, bir hastalığım olduğunu öğrenmiş ve bunu yenmiş, hayatıma tam olmasa da bir adam almıştım. Asaf'la eskisine nazaran daha çok vakit geçiriyor, birbirimizi hayatımıza dahil ediyorduk. Benim burada pek fazla arkadaşım yoktu. O yüzden onunla tanıştırdığım arkadaşım olmamıştı, düğün dışında. Ama onun burada bir sürü arkadaşı vardı. En yakınlarıyla zaten tanışmış, eve davet etmiş, vakit geçirmiştik. Çok sevdiğim söylenmese de nefret ediyor veya sevmiyor değildim. Benim gibi birinin de ilk günden çok sevmesi mümkün değildi. Ben zamana ve vakit geçirmenin önemine inanan bir insandım. O yüzden şu anki durumumuzu dert etmiyordum ama diğerlerinin rahatsız olmasından çekiniyordum. Çünkü şu an benim için çok önemli biri olmasa da hayatıma dahil etmeye çalıştığım, deneme ve tanıma kararı aldığım adam için önemli olduklarından rahatsız olmalarını da istemiyordum.
"Başka bir gün de gelirlerdi. İllaki bugün olacak diye bir şart yok." Kapının pervazına yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturmuş adama aynadan son bir bakış atıp saçlarımı hafifçe kabartıp rujumun iyice dağılması için dudaklarımı bastırdım birbirine ve ayırdım. Masadaki çantamı alıp ona döndüm.
Cidden iri bir adamdı. Yaptığı hareketten dolayı pazuları daha bir ön plana çıkmıştı. "Sorun yok. Sadece çok az geç kalacağım muhtemelen. Sen özrümü iletirsen bence sorun olmayacaktır. Hem Duru da gelecekti, değil mi?" Kafasıyla beni onayladı ve ben koridorda ilerlerken beni takip etti. "O beni anlayacaktır."
Arkamdan homurdandığını duydum. Bu süre zarfında öğrendiğim bir şey varsa, o da Asaf'ın koca bir bebek olduğuydu. "Ama bunları yaptırmazsam bu kadar güzel bir karın olmaz." dedim flörtöz bir şekilde ona döndüğümde. Omuz silkti. "Benim karım böyle de güzel. Diğer kadınlar istediklerini yapabilirler." Dediği her ne kadar beni mutlu etse de bu bakımları yaptırmasam aynı olmayacağımı, onun üzerindeki etkimin de değişini biliyordum. Velhasıl, beni öyle afilli laflarla kandıramazdı.
"Bence kocam da bakım yaptırmalı." dedim kapının önüne geldiğimde.
Eliyle yüzünü yokladı. "Yeterli bence benimki." Tebessüm ettim.
"Bir de bakım yaparsan nasıl güzel olur, sen düşün."
"Beni böyle sevmez misin?" dedi gözlerimin içine baka baka.
"Bakacağız artık." Göz kırpıp talimatlarımı sıralamaya başladım. "İçecekler dolapta. Bardakları çıkardım. Kurabiyeler tezgahın üstündeki kavanozda. Keki dilimledim zaten. Tabakların yanına koydum. Su bardaklarının yerini biliyorsun. İçki içecek olursanız büyük bardaklar da aynı yerde. Aldığın abur cuburlar dolapta. Mısırı nasıl patlatacağını hatırlıyorsun, değil mi?" Kapının dışına çıkmış, bir elimi pervaza dayıyordum. O da diğer tarafa yaslanmıştı demin yatak odasının kapısındaki gibi.
"Evet, anne."
Bu tavrı karşısında gülümsememek için dudaklarımı dişledim ama pek bir işe yaradığı söylenemezdi. "Aferin, oğluşuma." İstediğim etkiyi aldım, Asaf yüzünü buruşturup "Oğluşum ne ya?" dedi.
"Arkadaşlarını uyarmayı unutma, sakın ayakkabıyla girmesinler eve." Aklıma bir şeyler gelecek gibi gelmedi. Bir şeyi unutmuş olmanın verdiği huzursuzluğu hissediyordum ruhumda. "Daha diyeceklerim vardı ama unuttum. Neyse ben kaçar." El sallayarak uzaklaştım. O ise ben asansöre binene kadar kapıdan beni izledi. Bu bana garip hissettirirken kulaklığımı kulağıma taktım ve arabaya kadar müzik dinledim.
♂♂♂
Aylık bakımımı yaptırdıktan sonra masajı es geçip hemen eve sürdüm. Daha gelmemiş olacaklar ki Asaf mesaj atmamıştı. Pazar trafiği ruhumu sıkarken arabada çalan müziğe direksiyondaki elimin parmaklarıyla ritim tutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...