Bölüm 65

887 27 5
                                    

Guncel not:

Oncelikle merhaba.

Bugun bolum gunumuz degil biliyorum ama eski duzen olmayacak. Mental ve fiziksel olarak tukendigim bir noktadayim. Normalde her seyi silip gitmeyi dusunuyordum. Evet, tekrardan... ama anlamadigim bir sekilde sanirim okuyucularim cogaldi ben bunu ilk dusundugum siralarda. Daha onceden de bu defa ne olursa olsun silmeyecegime dair kendime soz verdigim icin kalmayi uygun gordum. Hikayelerimi sevsem de "Ay bugun bolum atmam gerekiyor muydu ki?" diye dusunmek bile bana eksta yuk oldugu icin Duvar, Urkek Ceylan, Klavye Delikanlisi'nin bolumlerini bir an once atacagim. Belki hepsini bir anda, belki bir gun bir gun seklinde... Bilemiyorum.

Duvar'in 3 veya 4 bolumu kaldi duzeltmedigim.

Urkek Ceylan'in muhtemelen 7

Klavye Delikanlisi'nin bitti.

Urkek Ceylan'in duzenlemesi bir tik daha uzun surebilir. Onceligi Duvar'a verdim cunku. Benim icin pek gec kalinan bir hikaye degil Duvar ama teksting okurken bile kac bolum oldu, hala kavusamadilar yorumunu gorunce anladim ki Duvar okuyuculari cok iyi dayanmis :d O yuzden ilk Duvar'i bitirecegim.

Klavye Delikanlisi'ni muhtemelen bir anda paylasmam, birkac bolum birkac bolum seklinde olur. Cunku finali henuz yazmadim ama tek bir bolumde bitirmeyi planliyorum daha once soyledigim gibi.

Urkek Ceylan da malum... Yeni ve kisa oldugu icin onu en sona biraktim.

Buyuk Hata'yi da askida kabul edin.

Saglik, mutluluk ve huzurla kalin...

Bu not diger hikayelere de yapistirilacaktir.





Afitap

Sabah gözlerini ilk açan ben olmuştum. Bu, pek sık yaşadığımız bir şey değildi. O yüzden kafamı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım kendimi geri çekerek, onu uyandırmadan...

Huzurlu bir şekilde uyuyordu. Yüz hatları tamamen gevşemişti.

Elimi usulca yanağına koydum. Ne kadar ona dokunmak istesem de uyandırmak istemiyordum. Kırk yılda bir uyuyordu adam, ondan da etmek istemiyordum.

Elim, yüzüne değdiğinde hafifçe kıpırdansa da uyanmadı ama beni de kendine çekmekten geri durmadı.

Sakallarını okşamaya başladım çok yavaş hareketlerle. Her hareketim sakallarından tenine, derisinden kalbine gitsin istiyordum. Vereceğim her güzel duyguyu doyasıya yaşamaya hakkı vardı bu adamın. Hayatındaki her şey için fazlasıyla çalışıyor ve kendini hep geriye atıyordu. Kendine ayırabildiği pek bir zamanı yoktu. Yeni iyileşti sayılırdı ama onda da cumartesisini yine işine ayırmıştı. Söylediğine göre, hafta içi de geç gelecekti. Bu durum aşırı derecede sinirimi bozsa da bir şey demedim, diyemedim. Bizim gibiler için "Para kolay mı kazanılıyor?" denilmezdi ama parayı ellerinde tutmak için yine çok çalışmaları gerekiyordu ve bunu da Asaf'tan çok iyi görüyordum.

Özlem ve şefkat hissiyle ona yakınlaştığımda beni daha da kendine çekip gözlerini açtı.

"Bebeğim?" dedi dudakları yayılırken.

Onun bu şapşal hâline tebessüm edip dudaklarına bastırdım dudaklarımı. "Günaydın, hayatım."

O da dudaklarını benimkine doğru uzatıp çekti. "Günaydın, birtanem." Çatallı sesi bile güzeldi herifin.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin