Afitap
Gözlerimi açtığımda yarı karanlıkla karşılaştım. Üzerimdeki ağırlığı hissedince çevremi algılamaya başladım en sonunda. Başımı kaldırmak istediğimde saçlarımı ısıtan nefesin sahibi sebebiyle yapamadım. Zihnim tamamen yerine geldiğinde gözlerimi kırpıştırıp göremememe rağmen karşıya baktım. O kadar iç içeydik ve aynı ritimde nefes alıyorduk ki nefes aldığımızda karınlarımız değiyordu. Saat kaçtı, bilmiyordum ama erken gözüküyordu. O yüzden biraz daha uyumakta sıkıntı görmedim.
"Hadi uyan." diyen ses, sussa ne güzel olurdu! Sıcaklık kaynağıma doğru sokuldum. "Hadi güzelim." diyip yüzümdeki saçlarımı itti. Huysuzlanıp daha da sokuldum.
Ne güzel ısıtıyordu onlar!
Kollarımı okşamaya başladığında iyice mayıştım. Gayet iyiydi burası, yataktan çıkmaya ne hacet vardı?
Kolumdaki elini yanağıma getirdi. "Ateşin iyi sanki."
"Ateşim yok ki." dedim dilim dolana dolana.
"Evet. Kalk hadi. Kayak yapmak istemiyor musun?"
Amacım direnebildiğim kadar direnmekti fakat sorduğu soru o kadar saçmaydı ki kendimi geri çekip yüzüne baktım. "Sence? Burada üşüyorum. Dışarıda ölürüm."
Dediğime gülüp "Sen de haklısın." dedi. "Hadi o zaman kalkalım." diyip beni kaldırdı.
Ben de teslim olup kalktım ve sıcak bir duş almaya karar verdim. Hem ısınır hem temizlenmiş olurdum.
♀♀♀
"Sen de kaysana. Benim gibi kaldın burada..." diyen Duru'ya baktım. Elleriyle karnını okşuyordu.
"Ben iyiyim böyle. Belki başka zaman..."
"Hiç mi canın çekmiyor şu karı?"
Baktığı yöne baktım. "Hayır."
"Benim çekiyor. Olsa da yesek, değil mi?" Hiç o açıdan düşünmemiştim. "Demir'e söylesem getirir mi ki? Üstten olmaz ama böyle biraz ortalardan..." diyip dudaklarını yaladı. "Beyaz beyaz, pamuk gibi... Bence yemesi de rahattır. Ağızda dağılır." diyip tekrar yaladı dudaklarını.
"Onun yerine başka bir şey-" Sözüm keskin bir acıyla kesildi. Gözlerim yuvalarından firlayacakmış gibi olurken ellerim karnıma gitti.
"Ay! İyi misin? Yardım edin!" diye bağıran Duru'yla acım katlandı.
Elimi ona uzatıp susmasını söyledim. Gelenleri görünce acıyla inledim. "Lütfen..." diyip yutkundum. "İyiyim ben, bir sorun yok. Gidebilirsiniz."
"Ne iyisini? Ay! Bir şey oldu sana!" diyip karnını tutunca bende acı falan kalmadı. Kadına yok yere bir şey olacaktı!
"Duru, sakin ol. Bir anlık sancıydı. Sakin ol. Derin derin nefes al." dedim aceleyle.
"Neden derin derin nefes alıyorum ben gene?" dedi şaşkın şaşkın.
"Odağını değiştiriyor, ondan. İyi misin? Ağrın var mı?" Sanki dışarıdan görünebilicekmiş gibi vücudunu kontrol ettim.
"İyiyiz biz. Oğlumla kızım sana bir şey oldu diye korktular." dedi tatlı tatlı. Bu hâline gülüp yerime oturdum.
"Cinsiyetlerini nereden biliyorsun?" dedim gülerek.
"Nereden bileceğim, canım? Analık iç güdüsü işte." diyip rastgele etrafa bakmaya başladı.
"Sen Demir'den habersiz bebeklerin cinsiyetini mi öğrendin?" Şaşkınlıkla bakakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...