Yusuf Ali Asaf
Ameliyatın üzerinden iki hafta geçmişti. Beklediğimizden uzun sürse de başarılı bir ameliyattı ve fizik tedaviyle her şey daha da iyiye gitmişti. Bugün son fizik tedavisine gitmişti Afitap. Diğerlerine beraber gitmiş olsak da bugünküne tek başına gitmek durumunda kalmıştı benim toplantımdan dolayı. Şimdi ise toplantı odasından çıkmış, odama gitmek için asansöre biniyordum. Telefonumu çıkarmış, Afitap'ın isminde oyalanıyordu parmağım ve gözlerim. Asansör odamın katında durunca direkt aradım. Birkaç çalmadan sonra açılınca derin bir nefes aldım.
"N'aptın, güzelim?"
"Hastaneden çıkıyorum şimdi." Birkaç hışırtı, naif sesini duymama engel olamamıştı.
"Nasıl geçti? Ne dedi doktorun?" Kapıyı açıp girerken Ceren kapıda kalmış, iznimi bekliyordu. İki parmağımla gelmesini işaret edip masamın önündeki koltuğu gösterdim.
Ben kravatımı genişletirken "İyiydi. Doktor artık gerek kalmadığını söyledi." dedi.
Arkadan gelen kilit sesiyle demin anahtar aradığını çıkardım. "Çocuklara ver arabayı, güzelim. Hiç boşuna yorulma."
"Asaf!" dedi sinirle ve derin bir nefes aldı. "Düşündüğün için teşekkür ederim ama halledebilirim."
Sakallarımı sıvazladım. Kısaltsam fena olmazdı. "Halledemezsin, demedim ki."
Daha derin bir nefes aldı. "Bazen beni boğuyorsun ve ben şimdi daha da boğulmamak için kapatıyorum. Hayırlı işler, kolay gelsin."
"Sana da iyi dinlenmeler, güzelim."
Sesimde belli etmemeye çalışsam da sinirim bozulmuştu. Onu da anlayabiliyordum, ben de ilk başta çok sinir oluyordum ama onun anlamadığı şey, iş dünyasında karşıma her zaman iyi insanların çıkmadığıydı. Kravatımı tamamen çözüp masaya bıraktım.
"Şimdi söyleyebilirsin, Ceren."
♂♂♂
Eve giderken tatlı almak istesem de onun ne sevdiğini bilmediğim için hiçbir şey almadan vardım eve. Yemeyi seven biri olsa veyahut her şeyi yiyen biri olsa kafama göre alabilirdim ama Afitap akşamları adam akıllı yemek yemeyen bir kadındı. Kilosuna kendince çok dikkat ediyordu. Evleneli 4 ay olmuştu ama onu bir kez olsun cips yerken görmemiştim mesela. Kola gibi gazlı içecek aldığını da görmemiştim, benim aldıklarımı da içmiyordu. Çok fazla dışarıda yemesek de o kısıtlı zamanlarda da tatlı yediğine şahit olmamıştım, haliyle alsam bile yememe ihtimali çok yüksekti.
Kapıyı açtığımda mutfaktan tıkırtı sesleri geliyordu. Gidip baktığımda masayı hazırladığını gördüm.
"Kolay gelsin."
Bakışları yüzümü bulurken tebessüm etti. "Sağ ol. Hoş geldin. Duymadım sesini."
"Hoş buldum. Çok da sessiz gelmemiştim ama işine fazla yoğunlaşmışsın."
Gülümseyip işini yapmaya devam etti. "Aslında tam zamanında geldin. Üstünü değiştir de gel. Balık yaptım, soğumasın."
Onu onaylayıp odaya gidip üzerimi değiştirdim ve sonra da banyoda temizlendim. Balığın soğumasını istemediğim için hızlı hareket ediyordum. Yüzümü sildikten sonra ellerim yine istemsizce sakallarıma gitmişti. Kesinlikle kısaltmam gerekiyordu.
Mutfağa gittiğimde sofra tamamen kurulmuştu ve Afitap beni bekliyordu elinde telefonla.
Eh, güzel bir tabloydu.
Ben gelince ekranı kilitleyip bana döndü. İkimizin de karşılıklı tebessümüyle yemeye koyulduk. Bir süre çatal bıçak sesinden başka bir ses çıkmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...