Bölüm 48

561 30 0
                                    

Afitap

"Alışabildin mi yeni işine?"

"Alıştım, alıştım." dedi patates kızartmalarını eliyle ağzına atarken.

Öyle iştahlı yiyordu ki benim de canım çekmişti.

"Var ya, bir oğlan var, görmelisin! Biscolata erkeği maşallah! Kaslar mı dersin, esmer ten mi dersin, yakışıklı yüz mü dersin... Offff!" diyen Ayşe'yi gülerek izliyordum. Evlenmek istemese de flört veyahut erkek kesme işlerini çok severdi. Ona göre bekar olunca tüm erkekler onundu.

"Çocuğa da böyle ağzının suyu akarak mı baktın?" dedim salatama bir çatal daha atarak. Aslında hiç aç değildim, sırf eşlik etmek için sipariş etmiştim.

"Asla! Salak mıyım kızım ben?" diyip elinin tersiyle saçlarını geriye attı. "Çocuğun yanında var ya, bir coolum görmen lazım. Cat walk yürüyorum, cat walk. Kediler halt etmiş yanımda." diyince kahkaha attım.

Hafifçe kalçasına vurdu. "Bu aralar fazla squat yapıyorum, götüm de güzelleşmiş. Kalem etek de giymişim... Taş gibiyim." Dediklerine gülerken ağzımdakiler fırlamasın diye peçeteyi siper ettim.

"Bakma, şimdi elimle höp diye patates falan gömdüğüme, orada kanat çıksa çatal bıçakla yiyorum." diyip kendi dediğine de güldü.

"Vay bee! Bir yakışıklı erkek nelere kadir! Seni bile değiştirmiş."

"Amaaaan! Götümü yesin!" diyip küçümseyici bakınca ne dediğini anlasam da lafın başka yere çekilebilmesi ile kahkaha attım.

"Yesin mi?"

Gözlerini kocaman açtı. "Fesatsın kızım sen."

Bana kınayan bakışlar attıktan sonra "Neyse işte," dedi. "Ben buna gülümsüyorum falan."

"Eee?"

"Bu da bana gülümsedi."

Kafamı salladım. Güzelliğinden bağımsız olarak çekici bir aurası vardı. Şeytan tüyü denen meretten de kendisinde mevcuttu. Uzaktan görünce konuşmak isteyeceğiniz, daha sonra da ilişkinizi bir şekilde sürdürmek isteyeceğiniz biriydi Ayşe.

"Ama ben çok sinirlendim." diyince bastım kahkahayı. Bir parça dengesizdi.

"Çünkü tüm ilgim, heyecanım, sevincim gitti. O ulaşılmazken güzelmiş." diyip bir patates daha attı ağzına.

"Sen çünkü hayalleri seviyorsun, gerçekleri değil." Her zaman böyleydi. Birçok şeyden elde ettiği an hevesi geçerdi.

Patatesi bir o yana, bir bu yana döndürdü. "Ben galiba uğraşmayı seviyorum. Didinmek hoşuma gidiyor." dedi bakışlarını bana çevirip.

Hiç bu açıdan bakmamıştım.

Ayşe fakir bir aileden gelmişti. Bu yaşına kadar canını dişine takarak çalışmış, başarmıştı.

Acı bir tebessüm büyüttüm dudaklarımda.

"Kim bilir, belki bir gün didindiğinden daha çok sevecek bir şey bulursun."

Dudakları kıvrıldı. "Buldum ki. İşimi seçiyorum, ailemi ve arkadaşlarımı seviyorum. Siz yetersiniz bana." Masanın üstündeki elini tuttum.

Her şeyiyle sizi büyüleyebilecek, muhteşem bir insan...

♀♀

Eve girdiğimde aklımda kanat ve yanında bilimum zararlı şey sipariş etmek vardı.

Salona vardığımda Asaf'ın sesini duydum. "Ne bileyim, oğlum, ben?" Elinde bira ile bana bakakaldı.

"Siktir!" fırlayıverdi dudaklarımdan. Ben de bir an ona bakakalmıştım çünkü hem üstsüz hem de iç çamaşırı giymediğini alenen belli eden bir şort vardı üzerinde.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin