Bölüm 63

1.1K 29 14
                                    

Onemli bir bolum olacagindan oturu ve bazi yerleri mutlaka 3. gozden (tam oyle de olmiyor ama olsundu) vermem gerektigi icin bu bolum ve belki de ileriki bolumler bu sekilde devam edecek. Umarim sizin icin sikinti olmaz. Keyifli okumalar.

Yazan'dan

Afitap, koca malikânenin zilini çaldığında yorgunluktan ölmek üzereydi. Ertelenen ve daha sonra yapılamayan görüşmeleri bugün tamamlamıştı ve saat akşam 9'u çoktan geçmişti. Aklına evleri gelince bir an paniklese de görevliler zaten halletmiştir diyerek rahatladı. O günü hatırlayınca acı bir tebessüm habersiz misafir oldu dudaklarına.

Yine baş başa kalmayı planladıkları bir gün zehir olmuştu.

Galiba evren onların birlikte olmasını istemiyordu.

Tövbe çekti içinden.

Olacaktı bu iş, ya olacak ya olacaktı.

Kaderini söke söke alacaktı Afitap.

Ama tabii önce Asaf'ın iyileşmesi gerekiyordu.

İç çekti genç kadın. Aylar önce içini çürüten sıkıntı, buna mı delaletti acaba?

Kapı açılıp da karşısında Asaf'ı görünce şok geçirdi. "Asaf?" dedi şaşkınca.

Aralık dudaklarının kendisini çağırmasını es geçip gülümseyerek karısına sarıldı Asaf. "Güzelim..." dedi hasretle ve kokusunu içine çekti. Hiç çekinmeden, bir pişmanlık olmadan...

Ne büyük bir ayrıcalıktı!

Uzun bir öpücük kondururken saçlarına karısının kollarının etrafını sardığını hissetti.

"Sen neden kalktın? Dinlenseydin ya..." Konuşurken nefesi genç adamın çıplak tenini, oradan da tüm bedenini yakıyordu. Bu kadın her hareketi bir yangına sebep oluyordu vücudunda. Ya öfke ateşine atıyor ya sevgiden kalbini harlıyor tatlı tatlı ya da arzudan yakıp kül ediyordu ama bir şekilde yakıyordu. Uzunca bir süredir eksilmeyen, sönmeyen bir ateş vardı genç adamın yüreğinde. Bir ömür de söndürmek gibi bir niyeti yoktu.

"Karıma kapısını açmak yormuyor beni." dedi muzip bir sesle.

Afitap kendini geri çekip daha iyi görebilmek için bir adım attı arkaya doğru. Elini genç adamın sakallı yanağına uzattı. "Tamam o zaman, fahri doktorun olarak buna izin verebilirim." Gülümseyişinin bile ne kadar yorgun olduğunu gören adam karısını içeriye alıp elini beline atıp kendine yasladı ama Afitap hemen çekildi. "Asaf!" diye payladı tüm yorgunluğuna rağmen. "N'apıyorsun? Kendin yetmedin de bir de beni mi taşımayı düşünüyorsun?"

"Taşısam kucağımda olurdun, güzelim ve üzgünüm, daha o kadar iyileşmedim."

"En azından bu kadarını kabul ediyorsun." Homurtusunu duyan genç adamın gülümsemesi daha da büyüdü ama bir şey demedi.

İçeri geçtiklerinde yaşlı çiftin oturduklarını görünce onlarla beraber oturdular. Asaf zaten onlarla beraber vakit geçiriyordu karısı gelene kadar.

"Aç değil misin, kızım?" dedi Narin.

"Değilim, atıştırdım ben yolda." dedi yorgunca Afitap. Onun bu hâline üzüldü Demirkıranoğulları çifti.

"Atıştırmakla olur mu, güzel kızım? İstediğin ne varsa söyle hazırlasınlar."

"Akşam yemekte brokoli vardı, güzelim. Seversin sen." dedi Asaf da kolu hâlâ karısının belindeyken.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin