Bölüm 34

681 33 14
                                    

Biliyorum bugun hikaye gunumuz degil ama gelecek haftaki bolumleri de bugun ve hafta sonu yayinlayacagim. İsterseniz bu bolumu ve diger bolumleri bekletip bolum gununde okuyabilirsiniz. 🙃

__________________

Afitap

“Gerek yok.”

Ters bakışlarını bana yönlendirip “Var.” diye kestirip attı.

Derin bir nefes aldım. Asaf'la anlaşabildiğimiz bir nokta olmadığına artık neredeyse emin olmuştum. Her zaman kendi isteğini yerine getiren ve benim isteklerimi önemsemeyen bir adamdı. Belki de bu şekilde devam etmek bizim için büyük bir hataydı.

“Yok, dedim, Asaf! Bu, benim kararım! Saldırıya ben uğradım ve burada kalmayı ben tercih ediyorum!”

Koltuğa kendimi atıp ağrıyan başımı ovalamaya başladım. İlaç almak istemediğim için elimden geleni yapmam gerekiyordu.

“Burada kalman ne kadar mantıklı? Her gün bu saldırıları yaşamıyorsun ve seni yıpratması çok doğal.”

Saçımı açıp içmek için su bakındım.

“İstemiyorum.”

“Burada korumaların işi de zorlaşıyor ve hakkıyla yapamıyorlar ama müstakil bir ev-”

“İstemiyorum'u anlamak bu kadar zor olmamalı.”

Su da yoktu. Kalkıp mutfağa gittim.

“Seni düşünüyorum.” dedi bıkkın sesi ile.

Birbirimize iyi gelmiyorduk.

“Ben, beni düşünüyorum.”

Evdeki en büyük bardaklardan bir tanesini alıp içine su doldurdum.

“Senin kendini düşünürken ne kadar mantıksız hareketlerde bulunduğunu günler öncesinde görmüştük.”

Su içtiğim bardağı tezgaha bırakıp göz devirdim.

“Asaf, bana saygı duyacak mısın hiç?”

Gözlerim üzerindeyken çatılan kaşları radarıma yakalandı.

“Ben zaten sana saygı duyuyorum, Afitap.”

“Öyle olduğunu zannediyorsun.” Bedenimi tamamen ona döndüm. “Verdiğim hiçbir karara saygı duymu-”

“Sade-” Onu duymazdan geldim.

“Duymuyorsun. Sürekli mantıksız hareket ettiğimi, kendi kararlarının en doğrusu olduğunu söylüyorsun.”

“Çünkü öyle.” Kollarını göğsünde kavuşturunca pazuları daha da belirginleşti.

“Öyle olsa bile hata yapmama müsaade etmelisin. İnsan her yaşında büyür ve bırak da ben büyüyebileyim.”

Kafasını iki yana salladı. “Hayır. Burada yapacağın bir hata sana ağır mal olacağı için izin vermiyorum.”

“Bunu kaldırabilirim. Kaldıramayacak olsam burada duracak değilim.”

“Niye psikolojinin bozulmasına izin vereyim, Afitap?”

“Çocuğun olsa hata yapmasına izin vermeyecek misin?”

Bir an nefesinin kesildiğini fark ettim. Afallayan suratı kendini çabuk toparladı. “Babası olarak tabii ki vermeyeceğim.”

“Güçlenmek için yara almak gerekir, Yusuf Ali Asaf Demirkıranoğulları. Çocuğunun düşmesine izin vermelisin ki senin olmadığın zamanlarda ayakta durabilsin.” Derin bir nefes aldım. Onun en büyük sorunu belki de bu denli korumacı olmasıydı.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin