Yazan'dan
Afitap, zor taşıdığı karnını tutarak koltuğa oturdu yavaşça.
"İstediğiniz bir şey var mı, Afitap Hanım? Hemen getireyim." diyen kadına baktı gözü yaşlı.
"Daha demin bir şeyler yedim. Ben pis boğaz mıyım, Şengül teyze? Hep bir şey mi yiyorum ben evde? Zaten ne kadardır çalışmıyorum da... Hep yiyiciyim, değil mi?" deyip ağlamaya başlayınca eli ayağına dolaştı yaşlı kadının.
"Öyle demek istemedim, Afitap Hanımcım. Siz iki canlısınız, tabii ki yiyeceksiniz. Yoksa nasıl büyüsün o sabi içinizde? Ayrıca ne biçim konuşuyorsunuz siz öyle? Asaf Bey oğlum duyarsa hem sinirlenir hem de üzülür. Siz bu evi ayakta tutuyorsunuz. Ne güzel çocuklarınızı büyütüyorsunuz." dedi kadın, Afitap'ın omzunu okşayarak.
"Öyle mi yapıyorum?" dedi Afitap gözlerini silerek.
Yaşlı kadın, çocuk gibi burun çekmesine baktı gülerek. "Öyle yapıyorsunuz tabii. Kolay mı..." diyip etrafa baktı. Çocukların olmadığını görse de fısıldayarak konuştu Afitap'a doğru eğilip. "İki öksüz yetim çocuğu büyütmek... Ne güzel anne oldunuz, Asaf Bey baba oldu..." Sözünü bitirince doğruldu tekrardan.
"Doğru," dedi başını sallayarak Afitap. "Elmas gibi benim çocuklarım, belki orada kömür bile olamayacaklardı. Canım çocuklarım benim. Anaları kurban olsun onlara." Karşısındaki kadını çoktan unutup karnına bakmaya başladı okşarken. "Çok güzel ablan ve abilerin olacak, birtanem. Çok şanslı olacaksın." Bu defa gözyaşı mutluluktan aktı. "Çocuklarımı özledim!" diye hüngür hüngür ağlamaya başlayınca sadece tebessüm etti bu defa kadın. Buna alışmışlardı. Neredeyse her gün başlarına geliyor, Truman Show'daki gibi onlar da aynı replikleri söyleyerek bertaraf ediyorlardı.
"Daha çıkış saatlerine var, efendim."
"Ama hasret çıkış saati mi dinler? Özledim diyorum çocuklarımı! Timuçin çocuklarımı getirsin bana!"
"Afitap Hanım, onların da eğitim alıp sosyalleşmeye hakları var. Bunu onların elinden alırsak hoş olmaz."
"Doğru..." dedi dudaklarını büzerek. Karnından bakışlarını çekip kadına baktı. "Kitabımı yukarıda unutmuşum. Rica etsem onu getirebilir misin?"
"Tabii ki, Afitap Hanım."
Kadının ardından derin bir nefes aldı Afitap. Karnını okşayarak düşüncelere daldı.
♀♂
Emre, Devrim ve Saye bir süre trenler ve diğer taşıtlarla oynamışlar, ardından Saye puzzle yapmaya başlamıştı.
Devrim ise akülü arabasına binmiş, Timuçin amcasının taklidini yapıyordu.
Sesini kalınlaştırdı -5 yaşına gelmek üzere olan bir çocuğun sesi ne kadar kalınlaşabilirse- "Emreğ Beğğ, birağz daha önünüze bakmazsanız kaza yapacaksığnız."
Bakıcılar kıs kıs gülerken Emre, "Ama Timuçin amca, etrafı izlemek istiyorum." dedi kamyonunu sürerken. Saye ise abilerine döndü ve "Bu yaptıynız ayıp." dedi ve önünden bir parçayı da uygun yerine koydu. Leman ablasına bakıp "Buyada ne yazıyo?" dedi ela gözlerini kocaman açarak. "Uranüs. Güneş sistemimizdeki 7. gezegen. Tabii yine Güneş'e uzaklığına göre." Saye anladığını belirten şekilde kafasını salladı.
"Hadi arabalarımızı çarpıştıralım." diyen Devrim'e heyecanla "Evet!" diye yanıt verdi Emre.
"Hayır, çocuklar." dedi Mehtap kesin bir dille. "Çok tehlikeli ve bu oyuncaklarınızın erken eskimesine sebep olur. Elimizden geldiğince onlara zarar vermemeliyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvar
RomanceŞımarık, kendi istediği gibi yaşayan, bencil ama bir o kadar düşünceli bir kadın olan Afitap Soytürk, vicdan yükünün ağırlığıyla kabul ettiği evliliğinde güçlü kalmak için elinden geleni yapmaya çalışacak. Umduğu ve bulduğu çok farklı olan Yusuf Al...