57

7.5K 669 178
                                    

Herkese selammmmm

Çok uzun bir süre oldu farkındayım ama yazamıyordum bir türlü kafamı toplayıp.

Umarım bu süreçte Altuğ ve Mercan'ı unutmamışsınızdır.

Birkaç kelimelik yorumu esirgemeyin lütfen benden. Okuyan her kişinin oy ve yorum yapmasını diliyorum. Gerçekten bir yıldızı doldurmak ya da selamıma karşılık yazmak zor değil. 

Seviyorsanız lütfen bunu gösterin.

Ben de daha hızlı yazayım ve M&A'nın sonuna gelelim.

Bu arada çok sevdiğiniz 'inci tanem' hitabı  @GlaySarg    a aittir.

 Bir bölümde sormuştum ve en sevdiğim hitap oydu. Teşekkür ederim <3

Bana aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.

Wattpad panom: @ElifKaplan3 (takip etmeyi unutmayın!)

İnstagram: kaplanelif95, elifkaplankitapları

Twitter: byfrodoiyimsn

İyi geceler!

Keyifli okumalar!

ALTUĞ'DAN

Merakla biraz da onu kötü bir halde bulurum korkusuyla yataktan kalkıyorum. Yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime bakıyorum. Göz altlarım halen yorgunsun dese de hiç önemsemeyip aşağıya iniyorum. Tahmin ettiğim gibi Mercan mutfakta ama bar masasının üstü birçok yemekle dolu. Gözlerim şaşkınlıktan açılırken kendimi hemen topluyorum çünkü Mercan canı sıkkın olunca yemek yapıyor. Bu onun için bir başa çıkma yöntemi gibi olmuş. Tezgaha bakan yüzü bana doğru dönünce yüzünde bir çekinceme görüyorum.

"Günaydın," diyorum yavaşça ve yanına doğru yürüyorum. Gözüm bir yandan da neler yaptıklarına kayıyor. Kek zaten Mercan'ın bir numaralı yemeği o şaşırtmıyor ama masada poğaça ve kurabiye bile var. Hatta o tarçın kokusu öyle iştah açıcı ki bana çok aç olduğumu hatırlatıyor.

"Hepsi de harika görünüyor. Bugün cheat meal mi yapsak acaba?" Mercan gülüyor ama bir yandan da elleriyle yüzünü kapatıyor. O kadar tatlı görünüyor ki, onu kendime çekiyorum belinden kavrayarak."

"Mutfağa bir nükleer bomba attım. Biliyorum çok karşısın, yemek istemiyorsun, hep uzak durmaya çalışmışsın. Altuğ ben... Kendimi durduramadım." Bakışlarını kaçırıyor ama şu an düşündüğü gibi düşünmüyorum. Eskisi gibi çok sıkı bir diyetin içinde de değilim ama yine minimum seviyede yemeye çalışıyorum zararlı yemekleri. Ellerimle yüzünü kavrıyorum ve bana bakmasını sağlıyorum.

"Çok güzel kokuyor ve hepsinin çok lezzetli olduğundan da eminim. Sorun yok, istediğin kadar nükleer bomba atabilirsin mutfağa. Yiyeceğimiz kadarını ayırırız. Gerisini de buzluğa atarız ve arada kaçamaklar yapabiliriz." Çok fazlasıyla yoğun olduğumuz için bulduğumuz boşluklarda yemekleri hazırlayıp sonrasında derin dondurucuya koyuyoruz. Sabah işe gitmeden önce de o günün menüsünde bulunan yemekleri çıkarıp akşam eve gelene kadar buzdolabında çözülmesini sağlıyoruz. Mercan bazen itiraz ediyor ama bu benim yıllardır kullandığım sağlıklı bir yöntem.

"Yemek yaparken rahatladığımı hissediyorum."

"Biliyorum, istediğin zaman yemek yapabilirsin. Artık burası ikimizin mutfağı. Unuttun mu?" Yavaşça gülümsüyor ve ben de yüzüne düşen saçları parmaklarımla geriye itiyorum.

"Çok aç olmalısın. Kahvaltıyı hazırlayalım." Sanki daha fazla konuşmamı istemiyor gibi bir hali var. Sanırım dün geceden konu açılmasını istemiyor. Ben de onu sıkıştırmak istemiyorum. Masaya bir bakış atıp elmalı tarçınlı kurabiyenin olduğu tabağı gözüme kestiriyorum. Uzanıyorum ve bir tane kurabiyeyi alıyorum. Ben bir ısırık alırken Mercan bana şaşkınlıkla bakıyor. Kurabiye yemeyeli baya oldu çünkü çok masum sayılmaz. Hem yağlı hem de karbonhidrattan zengin. Hep bir tane yedikten sonra kendimi durduramayacağımı düşündüğüm için kaçındım ve alternatiflere yöneldim. Mercan'ın kekleri bu kurabiyeye göre çok daha masum. Kesinlikle uzak durmakta haklıymışım çünkü tadı o kadar güzel ki, daha şimdiden bir tane daha yemek istiyorum.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin