Merhaba
Bölüm sınırı 270 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 300 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver!
Keyifli okumalar
Teşekkürler💕ALTUĞ'DAN
Olduğum yerde öylece kalıyorum. Buna nasıl cüret ettiğim hakkında hiçbir fikrim yok. Bir anda gelişti her şey ve ben kendimi tutamadım. Hayal kırıklığını iliklerime kadar hissediyorum. Mercan başını çevirerek bir nevi beni reddetti. Tabii ki reddedecek çünkü o başka birini seviyor. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi yoksa bir tokat atardı normal koşullarda.
Yarın onun yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Bu çok kötü oldu kesinlikle çünkü izahı çok zor bir durum. O başka birini severken kendimin bile itiraf etmekte zorlandığı o durumu ona açıklayamam. Kaç kere benden nefret ettiğini söyledi. Çıktığım kızlar bana bir çok sıfat taktı, bana çok kızdılar ama sadece iki kişi bana böyle bir şey söyledi. Biri hayatımın tamamen değişmesinde rol oynadı. Bugünkü Altuğ'u onun sayesinde inşa ettim. Sadece şimdi sanki yine o günlere dönmüş ve aşağılanmış gibi hissediyorum. Şöyle bir düşününce Mercan ile tanıştığımız süre boyunca toplam günlerin çoğunluğunda bana birçok sıfatı yakıştırıp durdu. Hiçbir kıza bu kadar sabır göstermedim şimdiye kadar. Kim kötü sözler söyleyen birinin yanında durur ki!
Eğer Mercan izin verseydi benim için bir umut ışığı olabilirdi. Belki o platonik sevdiği adamı ona unutturabilirdim. Daha düne kadar kabullenmediğim duygunun sonucu bu oluyor maalesef. Denedim işte ona değişmek istediğimi göstermek istedim. O günün de bugünden itibaren başlayacağını bilmesini istedim. Buna da bana ettiği o sözlerden sonra karar verdim. Çünkü kimsenin sözlerine bugüne kadar o kadar takılmadım ama Mercan'ın o sözleri parmaklarımı parçalayan camdan daha can acıtıcıydı. Kendimi bir anda yaptıklarımı sorgularken buldum. Nefret edilebilecek kadar ne yaptım diye düşündüm durdum. Hayat tarzımı onaylamadığını biliyorum ama bu benden nefret etmek için yeterli bir sebep değil benim açımdan. Kendimi çok çaresiz hissediyorum çünkü durumu düzeltebilmek için elimde hiçbir şey yok.
Cam parçalarını toplamaktan başka da yapacağım bir şey yok. O an Selin'in bana söylediği sözler yankılanıyor kulaklarımda. 'Umarım bir gün sen de bunu yaşarsın! Aşık ol ama aşkın karşılıksız olsun'
Söylediği sözler bir nevi gerçekleşmiş gibi oluyor. Belki de geçmişte kalbini kırdığım kadınlarının ahını şimdi çekmeye başlıyorum. İşimi bitiriyorum ama artık canım hiç çalışmak istemiyor. Şu an ne yapmalıyım onu da bilmiyorum. Yapabileceğim en iyi şey ondan özür dileyip bir daha böyle bir şeyin olmayacağını söylemek olur. Şu an bunu yapabilecek cesaretim yok ama sabah bunu söylemem gerek.
Zaten baştan beri bu evde kalmak istemiyordu. İlk başlarda ben de istemiyordum ama şimdi ona ne kadar da alışmış olduğumu biliyorum. Onunla arada gerginleşsek bile bir şekilde anlaşmayı da başardık. Bundan sonra ne yapacağımı nasıl hareket edeceğimi bilmiyorum. İşimi etkilemesine izin vermemem gerek. Ayrıca Mercan da artık bu evde yaşamayacağı için atlatmam daha kolay olacaktır. Hastanede o herifle takılırken gördüğümde nasıl davranacağımdan emin değilim. Bu biraz egoistçe gelebilir ama o adamdan kat kat yakışıklıyım, mesleğim de bir üst noktada ve Mercan maddi olarak ne isterse ona verebilecek noktadayım. Onun sandığı gibi kötü biri de değilim. Hastalarla olan iletişimimi birebir kendisi görüyor zaten.
Kendimi o kadar yıkılmış hissediyorum ki ablama mesaj yazarken buluyorum kendimi. Ablam benim aynı zamanda en yakın dostum, sırdaşım. Onun desteği benim için çok kıymetlidir her zaman.
ALTUĞ :Ona bir nevi söylemiş kadar oldum ama o beni reddetti.
ARZU: Kime?
ALTUĞ: Dans ettiğim kıza... Söylediğini yaptım işte, denedim olmadı. Delilikti zaten... Keşke kabul etmeyip reddetmeye devam etseydim. O zaman bu halden daha iyi hissederdim kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M&A Bir Veliahtın Hikayesi
RomanceOnu gördüğü ilk günden beri boş hayallere kapıldığını düşünen Mercan yeni işine başladığı gün onu karşısında görünce oldukça şaşırır. Bu platonik aşka bir dur demelidir ama bulunduğu şartlar onu hoşlandığı adama doğru itmeye başlar. Bu noktada artık...