Herkese merhaba öncelikle,
Biliyorsunuz olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. İnanın şurada normal hayat yazmak bile garibime gitti.
Maalesef ben bu süreçte evde harika vakit geçiren kesimden değilim. Çoğu yazar arkadaşımın üst üste bölüm attıklarını gördüm. Ben de böyle bir şey yapmak isterdim ama maalesef bir türlü neredeyse hiçbir işe odaklanamadım. Beni önceden tanıyanlar bilirler. Fazlasıyla kaygılı biriyimdir ve bu süreç şimdiden canıma okumaya başladı.
Biliyorum çoğu kişi bölümün kısalığından bahsedecek ama dediğim gibi bunu yazmam bile şu an benim için bir başarı.
Geçen bölüm yorumlarda değişik bir şey fark ettim. Sevgili @qazwsx--1- öncelikle çok teşekkür ederim. Bölüm gelsin diye 4 5 hesaptan yorum yazman beni hem gülümsetti hem de mutlu etti. Kitabı sevmen ve sahip çıkman çok hoşuma gitti. Tekrardan teşekkür ederim.
Keyifli okumalar :) Bu bölümler geçiş olduğu için durgun gelebilir.
XOXO
ELİF
İnstagram:kaplanelif95
twitter: bayfrodoiyimsn
MERCAN'DAN
İçeriye taşıdığım eşya yığınına bakıyorum. Beni zorlu bir görev bekliyor şimdiden çok yorulacağım ortada. Evet bugün izinliyim. Levent abi taşınacağımı bildiği için bana izin verdi. Evin sahibi beyefendi de şu an işinin başında. İyi ki de öyle. Başımda dikilip o kötü bakışlarına maruz kalmak işimi birkaç kat daha zorlaştırabilirdi.
İçimde şu an aynı zamanda bir yaramaz çocuk da var. Evi baştan aşağı incelemek için deliren bir çocuktan bahsediyorum. Buna onun odasına girmek bile dahil. Her ne kadar bu yanlış olsa da maalesef gerçek bu. Çünkü bir nevi bu küçük yaramazlık onu da tanımam için bir imkan gibi. Ben de o imkanı sonuna kadar zorlamak istiyorum.
İçi tıka basa dolu bavulları ve kutuları yeni odama taşıyorum. Kıyafetleri yerleştirmek daha kolay gibi geliyor ve hemen işe koyuluyorum. Gardırobu bile farklı. Her şey için bölme yapılmış sanki, oldukça kullanışlı görünüyor. Öyle beğendiği her kıyafeti alan biri değilim bu konuda baya tutumluyumdur. Kıyafetlerimi bitirdikten sonra kutulara yöneliyorum. İşte burası tam bir muamma çünkü fazla kitabım var ve nereye koyacağım hakkında bir fikrim yok. En iyisi şimdilik kutuda kalmaları. En azından ben bir kitaplık alana kadar.
Ayağa kalkarken ne kadar da acıkmış olduğumu fark ediyorum. Şurada gidip tost yapsam sanırım kıyameti koparır Altuğ. Gerçi evde kesinlikle tost yapacak malzeme de yoktur. Odamdan çıkıp mutfağa girdiğimde buzdolabının üstüne yapıştırılmış olan listeye bakıyorum. Üstüne bugünün menüsü yazılmış. Şu listeye harfiyen uyması gerçekten çok ilginç. Kağıdın üstünde diyetisyenin reklamı da var. İsmini daha önce duymadığım birisi. Bu zamana kadar diyetisyene gitmeye gerek de duymadığım için duymamış olmam çok olası. Buzdolabının kapısını açıyorum. Atıştıracak en ufak bir şey yok. İnanılır gibi değil. Sebze ve meyve ağırlıklı. Peynir ekmek bulmayı umuyordum en azından. Kahvaltılık kısmını açınca peyniri buluyorum. Bu da yağsız bir peynirse iyice çıldırırım. Bu konuda kavga edeceğimiz çok açık şimdiden.
En sonunda ekmeği de buluyorum ama bildiğiniz mısır ekmeği. Neyse ki korktuğum başıma gelmiyor peynir yağsız değil. Acaba yemek yedim diye kızar mı? Evet ev arkadaşı olacağız ama belki bu özel yapım yiyeceklerinden yememden rahatsız olur. Bu yüzden telafi edecek bir şey yapmalıyım. Acaba şu listede yazan yemeklerini mi yapsam? Sanırım yorgun geldiği için yemeklerin hazır yapılmış olması onu mutlu ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M&A Bir Veliahtın Hikayesi
RomanceOnu gördüğü ilk günden beri boş hayallere kapıldığını düşünen Mercan yeni işine başladığı gün onu karşısında görünce oldukça şaşırır. Bu platonik aşka bir dur demelidir ama bulunduğu şartlar onu hoşlandığı adama doğru itmeye başlar. Bu noktada artık...