28

9.2K 862 263
                                    

Merhaba
Bölüm sınırı 270 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 300 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver
Keyifli okumalar
Teşekkürler💕

Düşüncenin ağırlığı ile dehşete düşüyorum. Dışarıdan gören biri aynen böyle düşünürdü. Çünkü ben asla birilerini kıskanmadım bugüne kadar. Hiç maço bir erkek gibi tavırlarda bulunmadım ama iş Mercan'a gelince durum bambaşka oluyor. Ama... Kendime hiç güvenmiyorum çünkü bu tarz bir duyguya alışık değilim. Mercan benden hoşlanmıyor zaten bunu da dile getirmişti. Bu zamana kadar benden hoşlanmayan tek bir kıza ilgi duydum o da ergenliğimde kalan bir olaydı. Onun dışında tüm çıktığım kızlar az veya çok benden hoşlanmışlardı. Ayrıca Mercan başka birini seviyor hem de çok seviyor gördüğüm kadarıyla. Yeni gelen çocuğu o çocuk olarak düşünüyorum ama emin de değilim. En iyisi bu duyguları bastırmak. Mercan babasından dolayı çok kırgın erkeklere ki güvenmiyor da. Ben de asla güven veren biri değilim. Ondan bir adım görmedikçe bunu ona söyleyemem. Belki de çok geçici bir şey. Yanlış değerlendirebiliyor da olabilirim. Bunu zaman gösterecek en iyi. 

Bir de Melis olayı var. Dün çok isteyerek gittiğim randevu büyük bir hayal  kırıklığı ile sonuçlandı. Onun hakkında ne karar vereceğim hiç bilmiyorum. Hele ki bu yaşadığım aydınlanma ile olaya nasıl bakabilirim onu da bilmiyorum. Belki de bu benim için bir tür sınama olur. Çünkü Melis hiç de düzgün  ilişki isteyen bir kadına benzemiyor. İzin vermiş olsam dün geceyi bambaşka bir şekilde geçirecektim. 

Daha da kötüsü bugün Mercan ile benim gece nöbetim var. Geçen nöbette de böyle aramız soğuktu ve yine öyle olacak. Saate baktığımda birkaç saat sonra evden çıkmak zorunda olduğumuzu fark ediyorum. Yemek hazırlasam iyi olacak.

Ayağa kalkıyorum ve Mercan'ın odasının kapısına bakıyorum. Dans videosu aklıma gelince yüzümde bir gülümseme beliriyor mutfağa giderken. Onun için bir yazı paylaşmalıyım ve bu durumu açıklamalıyım. Uygun bir dille yazıyorum ve Mercan'ı da etiketlemeyi unutmuyorum. Umarım kızmaz bu duruma. Telefonumu masaya bırakıyorum ve elimi yıkayıp bugünkü listeme bakıyorum. Buzdolabından malzemeleri çıkarırken bir ses duyuyorum. Evet Mercan kapısının kilidini açıyor. Buraya geliyor bunu ayak seslerinden anlayabiliyorum. Karşıma dikiliyor ve beni süzüyor. İstifimi hiç bozmuyorum ve malzemeleri çıkarmaya devam ediyorum.  

"Sonunda akıl edebilmişsin," diyor iğneleyici bir sesle. 

"Rica ederim."  Aynı onun söylediği tavırla diyorum. Yanıma geliyor ve dolaptan süt ve yumurta çıkarıyor. Şeker, un, kabartma tozu... Eyvah! Kek yapacak hem de normal undan. Lanet olsun! Bana gıcığına yapıyor kesin. Sabrımın sınırlarını tekrardan zorlayacağım. Bu zamana kadar diyeti bozmamamın nedenlerinden biri de bu tarz undan yapılan yiyecekleri hayatımdan da bir nevi çıkarmış olmam. Glutensiz undan da deneyip yapmadım çünkü süper kilo aldırıcı bunlar ama bu canımın çekmesine de engel değil. Hele pişerken ki kokusu tüm mutfağı sardığında nasıl dayanabilirim bilmiyorum. Resmen beni böyle terbiye edeceğini düşünüyor. 

"Ne oldu baktın kaldın. Yapsana yemeğini," diyor ve gülümsüyor.

"Mercan bu hiç adil değil." Gülüyor intikam alır gibi bir sesle.

"Seninle paylaşabilirim." Bir şey demiyorum çünkü haklı kendimi tutmam gerek. Evet annem önüme çok pasta börek koydu ama hiç yapılırken mutfakta bulunmadım. Yemeğimi yapmaya odaklanıyorum o da kekini çırpıyor dalgın bir şekilde. Hiç haddime değil belki sormak ama çok merak ediyorum.

"Mercan o çocuk muydu platonik aşkın?" 

"Sana ne!" deyip cevabı yapıştırıyor yüzüme. 

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin