M&A Bir Veliahtın Hikayesi

65

Herkese merhaba

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Buraya başlangıç saatinizi bırakabilirsiniz.

Onları özlediniz mi?

Keyifli okumalar!

Sabah gözlerimi açtığımda yatakta yalnız uyanıyorum. Doğrulup etrafa bakınıyorum ama Altuğ'u göremiyorum. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalkıyorum. Böyle çıplak olarak yürümek kendi evinde olsa bile tuhaf geliyor. Etrafta da hiç kıyafet yok. Bu yüzden hızlı adımlarla banyoya gidiyorum. Dün geceyi düşününce yüzümde utangaç bir sırıtış beliriyor. Tek söyleyeceğim kelime sanırım inanılmaz olurdu. Nasıl o kadar cesur olabildim bilmiyorum. Benim için de farklı oldu. Sonra aklıma başka bir detay geliyor ve elimle günleri saymaya başladığımda gerçeği öğreniyorum. Kendi kendime gülerken hormonlarıma bir teşekkür ediyorum. Yumurtlama döneminde libidonuz artar. Dün de benim o dönemime geldiği için o kadar azgın oldum.

Yıkandıktan sonra saçlarımı kurutuyorum. Dün fön olduğu için çok güzel duruyordu ama şimdi biraz yıpranmış olduğunu görüyorum. Kuaför bunun için özel bakım kremleri ve yağları önermişti ama onları gece dairemize çıkarken almayı unuttum. Şimdilik kendi kullandığım kremden sürüyorum ve o da etkisini gösteriyor. Giyinme odama giriyorum ve hızlı bir şekilde üstümü giyiniyorum. Aşağıya indiğimde hafif müzik beni karşılıyor. Altuğ'u salondaki boş alanda matının üzerinde buluyorum. Yüzümde istemsizce bir gülümseme beliriyor. Buna benzer bir manzarayı onun evine taşındığım ilk günlerde görmüştüm. O zaman kaçamak bakışlarla izlemiştim onu ama şimdi istediğim kadar izleyebilirim. Yavaş adımlarla yürüyorum ve karşısındaki koltuğa oturuyorum. Üstü çıplak altında da bir şort var. Terlemiş ve az önce egzersiz yaptığı için kasları daha da belirginleşmiş. Onu izlemekten başka bir şey düşünemiyorum.

"Günaydın," diyor yavaşça. Ağırlıkları yere koyuyor ve eliyle işaret yapıp gelmemi istiyor. Yanına gidiyorum ve beni kucağına oturtuyor. Kucağında kedi gibi sürtünüp miyavlayasım var. O derece hormonlarım dolup taşmış durumda.

"Günaydın," diyorum ve ellerim terlemiş omuzlarına kayıyor.

"Sabah sporu ha!" O da saçlarımı okşamaya başlıyor.

"Yoğunluktan hep atlıyordum. Boş zaman yaratmam lazımdı ve çok iyi geldi. Şu aç bakışların için bile uykumdan feragat edip yaparım her sabah." Gülüyorum ve gözlerine cesur bir şekilde bakıyorum.

"Gece sadece bunu yaptık halbuki değil mi? Bu kadarı Mercan'a fazla olmalı ama halen istiyor ve kendine çok şaşırıyor." Bu sefer Altuğ gülüyor.

"Bundan utanma sağlıklı bir kadında yumurtlama döneminde böyle istekler normaldir. Mutlu olman gerek." Evet o bir Jinekolog olduğu için gözünden hiçbir şey kaçmıyor.

"Sen çok seksi ve cazibeli bir erkeksin belki de ondandır," diyorum ona takılarak.

"Ben nasıl bir Jinekoloğum! Senin siklusunu bile bilmiyorum." O halen başka bir şey düşünüyor. Mesleğine kesinlikle bağlı.

"Genelde 29 günde olur. 3-4gün sürüyor. Bir sorunum olursa sana söylerim."

"Sanırım Jinekolog olmanın en kötü yanlarından biri iş üstündeyken bile hızlıca kontrol etmek." Ağzım açık ona bakıyorum. Bunu yapacağı hiç aklıma gelmezdi. Gözlerim kocaman açılırken bu halime çekinerek bakıyor.

"Hızlıca kontrol mü ediyorsun?"

"Evet gördüğüm kadarını dışarıyı kontrol ediyorum diyelim. Alışkanlık olmuş ne yapayım." Gülüyorum ve o da gülüyor ama düşününce kulağa çok tuhaf geliyor. Saçlarımı yavaşça okşarken kaşları çatılıyor.