60

7.6K 638 204
                                    

Selamlar selamlar selamlar!!!!

Çok uzun bir süre oldu farkındayım ama bir türlü onlara odaklanıp yazamadım. 

Onları çok özlediğinizi söylüyorsunuz ama lütfen bunu oy ve yorumlarınız ile de gösterin.

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun!!!!

Ne diyoruz!

Oy ver hikayene can ver!

Keyifli okumalar!

Artık o çekindiğim konuşmaları yapmaya başladım. En azından annemle olan konuşma normal bir şekilde geçti. Altuğ kesinlikle haklı. Beynim basit şekerler ile uyuşup mutlu hissediyor şu an. Daha sakinim ve Altuğ'un kolları arasında sıcacık bir şekilde oturuyorum.

"Ne yapmak istersin?" diye soruyor Altuğ yavaşça. Şu an ne istesem ayaklarımın altına serecek bir hali var. Ona daha da sarılıyorum. Bir sene önce sevdiğin adamın kolları arasında olacaksın ve o seni çok mutlu edecek deseler inanmazdım ama şimdi öyleyim. Evet şu an kötü bir zamandan geçiyoruz ama gelecekte ne olacağını kimse bilmiyor. Aynı geçen sene benim bu zamanları bilemeyeceğim gibi.

"Böyle dursak olmaz mı?"

"Olur ama sana bir şeyler söylemek istiyorum." Duraksıyor ve yavaşça saçlarımı okşuyor.

"O günü yaşanmamış sayabiliriz. Hiç olmamış gibi, kendimizi kandırırsak daha çabuk atlatırız." Kendi ile çelişiyor ve bunu neden yaptığını anlayamıyorum. O zaman dediği gibi sürekli bu ana döneceğiz.

"Sen bana her zaman kabullenmenin önemini anlattın. Şimdi neden böyle düşünüyorsun?"

"Çünkü çok kısa bir andı. O kadar ani oldu ki iyi haberi daha tam yaşamadan kötü haberi aldık."

"Yine de doğru değil. Levent abi haklı," diyorum yavaşça.

"Sen nasıl istersen." Saçıma bir öpücük bırakıyor. Uzanıp telefonumu alıyorum ve beni defalarca arayan ama konuşmak istemediğim Canfeda ablamı aramak istiyorum. Telefonu kulağıma götürürken Altuğ dikkatli bir şekilde beni izliyor. İkimiz de dünden daha iyi durumdayız.

"Ah Mercan sonunda," diyor telefonu açar açmaz.

"Kusura bakma abla..." diyorum çekinerek.

"Hayır, hayır seni merak ettim. Sesini duymak istedim. Yanına gelmek istedim ama Levent engel oldu. Sizi yalnız bırakmanın daha doğru olduğunu söyledi."

"Ben iyiyim ve Levent abi doğru söylemiş çünkü kendi içimizde bunu kabullenmemiz gerekiyordu."

"Nasılsın?" diyor şefkatli bir sesle.

"İyiyim, daha da iyi olacağım. İlk başta çok zordu ama artık kabullenmeye başladım. Çok farklı bir duyguymuş." Altuğ beni izlemeye devam ederken bakışlarımı ona çeviriyorum. Mavi gözleri eski neşesinde değil ama artık bana hüzünle de bakmıyor.

"Ah, canım benim her şey daha güzel olacak. Çok gençsiniz önünüzde güzel günler olacak. Aslında... Yarın biz Nihallere gideceğiz. O misafir ağırlamayı sever. Siz de gelir misiniz?" İlk başta şaşırıyorum bunu istemesine anlam veremiyorum.

"Rahatsız etmeyelim. Ayrıca şu an haberi bile yok."

"Hayır, öyle düşünme. Onları görmenizi istiyorum. Şu an sizi en iyi anlayacak kişi onlar. Size de dokunmak onların da hoşuna gider. Öğleden sonra ben sana haber veririm. Hem iyi gelir konuşmak, hep evde duramazsın."

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin