41

9.3K 856 418
                                    

Merhaba
Bölüm sınırı 300 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 350 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver!
Keyifli okumalar
Teşekkürler

MERCAN'DAN

"Yanıma uğramadan gitme acildeyim." Yağız'dan gelen mesajı okuyorum. Sanırım bana bir şey söyleyecek. Açıkçası merak ediyorum. Normalde mesaj atmak yerine arar. Mesajını tamam diyerek yanıtlıyorum ve telefonumu cebime koyuyorum.

Bugün Altuğ'u hastanede hiç görmedim. Çıkışta da uğramayacak sanırım çünkü Levent abi az önce gitti. Normal şartlar altında hastalarını kontrol etmek için gelmesi lazım.

Dün onun gerçekten de sabaha kadar kapının önünde bekleyeceğini düşünmemiştim. Yatmadan önce kapının deliğinden baktım ama yoktu. Sanırım ben baktığımda yere oturmuştu. Sabah kapıyı açmamla evimin içine kafasının düşmesi bir oldu ve çok şaşırdım. O an ne diyeceğimi bilemedim. Hep ondan inatçıyım lafını duydum ama bu kadarını tahmin etmiyordum.

İçimden bir ses çok acımasız davrandığımı söylüyor. Dışarısı çok soğuktu ve ben resmen onu soğukta bıraktım. Halbuki elektiriklerin olmadığı gece üşümemem için kendisiyle yatmamı isteyen oydu ama ben ona kötü bir karşılık verdim bunu yaparak. Keşke kapıyı açıp baksaydım. Ona haksızlık ettim. Eve gidince en azından onu aramayı düşünüyorum çünkü onu merak da ettim.

Dün izin aldığını duymuştum ama bugün kendisinden bir iz yok ve hediye de göndermedi. Yani bu normal çünkü hediyelerini geri gönderdim. O gönderdiği kolyeyi uzun zamandır istiyordum ve çokta güzeldi ama kabul edemezdim.

Üstümü giyiyorum ve gitmek için hazırlanıyorum. Acile indiğimde birkaç dakika Yağız'ın gelmesini bekliyorum. İçeriye geldiğinde hemen yanıma geliyor.

"Seninki fena hastalanmış. İçeride yatıyor." Uzun bir nefes alıyorum. İçimde kocaman bir suçluluk duygusu var. Keşke keşke o kapıyı açıp baksaydım. Böyle yaparak sanki onu hiç önemsemiyormuşum gibi göründü olay onun gözüne.

"Benim yüzümden," diyorum sanki Yağız'a kabahat ben de der gibi. Bunu tahmin etmek zor değil çünkü o gün çok soğuktu ve direnci düşmüş olmalı.

"Nasıl?"

"Dünden önceki gece konuşmak için evime geldi. Ben de gitmesini istedim. Gitmeyeceğini söyledi ben de ona inanmadım ama gitmemiş. Sabah kapıyı açmamla içeriye düşmesi bir oldu." Yağız şaşkınlıkla bana bakıyor.

"Ve sen o kapının dışındayken öylece umursamadın mı onu?"

"Yatmadan önce baktım delikten ama yoktu."

"Mercan bu baya kötü olmuş. Çünkü o verdiğim ilaçlar yüksek dozlardaydı. Enfeksiyon değeri çok olmalı. Zaten çok kötü görünüyordu. Yani... Bilirsin bir söz vardır, fazla naz aşık usandırır diye. Bir düşünüyorum da Mehtap bana böyle yapsa çok üzülürdüm sanırım. Vay be adam kapında yatmış. Demek ki sana gerçekten değer veriyor Mercan."

"Çok mu kötüydü?"

"Çok bitkin görünüyordu. Büyük ihtimal uyumuştur şimdi." Daha da kötü hissediyorum kendimi. Yağız ile birlikte onun olduğu odaya gidiyoruz sonra Yağız beni onunla yalnız bırakıyor. Evet şu an gözleri kapalı ve çok yorgun görünüyor yüzü. Göz altları morarmış, onu hiç böyle görmemiştim. Serum bağlanan kolu dışarıda ama vücudunun diğer kısımları örtünün altında. Sanki üşüyor gibi sıkı sıkıya sarınmış örtüye. Suçluluk hissi daha da kuvvetleniyor içimde. Pişmanlık duygum ona her baktığımda katlanarak artıyor.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin