12

9.5K 776 75
                                    

Herkese merhaba, 

Birazcık odaklanmayı başarabildim ve bölüm yazdım. Umarım beğenirsiniz.

Şuraya bölüme başlama saatinizi yazabilirsiniz.

Yorumlarınız beni çok motive ediyor biliyorsunuz ki. Yorumlar çok olursa bende belki daha hızlı bölüm yazarım. 

Görüşmek üzere :)

Ellerimizi yıkayalım, sosyal mesafeyi koruyalım, mümkünse evde kalalım. 

XOXO

ELİF

MERCAN'DAN

Gözlerimi hızla açıyorum. Bir an nerede olduğumu kavrayamadığım için odaya boş bakışlar atarken son anda aklım çalışmaya başlıyor. Bugün haftasonu ve ikimiz de evdeyiz. İyi bir tesadüf diyebilirsiniz. Dün sessiz geçen bir yemek yedik. Sonra da o koltuğa oturdu ve dersini çalıştı. Yani aramızdaki iletişim sıfıra yakındı.

Komidine uzanıp telefonumu elime alıp saate bakıyorum. Sandığımdan daha da erken. Beni uyandıran şey içeriden gelen müzik ve sesi de beni uyandıracak kadar yüksek. Yeni yatağımda doğruluyorum ve terliklerimi giyip odamdan dışarıya çıkıyorum. Koridordan yürüyorum ve müzik hala devam ediyor. Köşeden çaktırmadan bakarken onu görüyorum. Mutfakta ve kendini müziğin ritmine bırakmış bir yandan kahvaltı hazırlarken bir yandan da dans ediyor. Saçları o her zamanki özeninden yoksun. Üzerinde spor bir atlet ve şort var. Yani evinde sonuçta istediğini giyebilir. Beni fark etmiyor ve şarkıya eşlik ederken ocağın altını yakıyor. Ne yapacak diye bakarken tabii ki olmazsa olmaz yumurtasını pişireceğini görüyorum.

Kendini o kadar kaptırmış ki geldiğimi görmüyor bile.

"Günaydın," diyorum yüksek sesle ve bir an korkuyor. İçimden gülmek gelse de kendimi tutuyorum.

"Ben seni tamamen unuttum." Eline telefonunu alıyor ve birkaç saniye sonra müziğin sesi kısılıyor. Bu da akıllı evin bir özelliği olmalı.

"Farkındayım," Ne yaptığına şöyle bir bakıyorum. Neyse ki hayatımda hiç duymadığım şeyler yok masada. Gayet normal bir kahvaltı gibi duruyor. Tabii unsuz ve şekersiz.

"Mutfak işini nasıl yapalım? Sürekli senin aldıklarından yiyemem."

"Nasıl istersen öyle yap. Benim için sorun değil. Arada bir alışveriş yapsan fena olmaz çünkü ben market alışverişinden nefret ederim.",

"Neden nefret ediyorsun*"

"Eve getir tek tek yıka. Dolaba yerleştir..."

"Sanırım bunun için bir şey yapabilirim." Eliyle masayı işaret ediyor oturmam için. Şaşırıyorum otururken. Ondan hiç incelik beklemiyordum oysaki. Önüme bir tabak ve bardak bırakıyor.

"Çay?" diyor bana bakarak.

"Evet, lütfen." Beni gerçekten şaşırtıyor. Bardağı doldurup bana veriyor.

"Umarım şeker kullanmıyorsundur."

"Evde şeker yok mu?" Başını olumsuz anlamda sallıyor.

"Ama bal koyabilirsin." Yuh evde şeker yok. İnanılır gibi değil.

"Nasıl bir hayat yaşıyorsun? Hadi gluteni anlıyorum da, şeker. Hiç mi canın tatlı bir şey çekmiyor. "

"Çikolata yiyebiliyorum."

"Bayramlarda ne yapıyorsun çok merak ediyorum. Hiç önüne baklava falan koymuyorlar mı?" Kahkaha atıyor ve çayımı koyuyor önüme.

"Çok trajikomik şeyler oluyor. Yemediğim için bende diyabet olduğunu sanan akrabalarım bile var."

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin