MERCAN'DAN
Daireme çıkarken yapacağım olayın doğru olup olmadığından emin değilim hâlâ. Altuğ bu gece gerçekten çok tatlıydı. Ona güvenmeye başlamak üzereyim. Aslında bir kadın avcısı değil. Onunla aylarca aynı evde kaldık hatta bir gece birlikte uyuduk ve bana hep yardım etmeye çalıştı. Hiç çapkın biri gibi davranmadı. Ona taktığım o kötü sıfatları kesinlikle kendinde bulundurmuyor. Belki de onu daha da iyi tanıyabilmek için sorular sormalıyım.
Düşünceler içinde dairemin kapısını açıyorum ve içeriye giriyorum. Odama girdiğimde hemen üstümü değiştiriyorum. Makyajımı çıkardıktan sonra dişlerimi fırçalıyorum. Yarın giyeceğim formamı ve pijamamı çantama koyuyorum. Son kez eksik var mı diye bakıyorum ve olmadığını görünce evden çıkıyorum. Aşağı inip arabaya bindiğimde Altuğ'u mesaj yazarken buluyorum. Yüzünde keyifli olduğunu bildiren bir gülümseme var. Bana bakıyor telefondan başını kaldırıp.
"Andre sana selam söylüyor."
"Sen de ona söyle."
"Hemen yazıyorum." Mesajı yazıyor ve telefonunu cebine atıyor.
"Her şeyini aldın mı?
"Evet."
"O zaman gidebiliriz." Bana tekrar gülümsüyor ve arabayı çalıştırıyor. Çaktırmadan onu izliyorum. Direksiyonu tutan uzun parmakları, bileğindeki pahalı olduğu kesin olan saati, özgüvenli duruşu, tüm dikkatini yola vermiş olan mavi gözlerini... Gerçekten çok yakışıklı ve benim için kapımın önünde beklemesine hâlâ inanamıyorum. Yüzümde istemsizce bir gülümseme beliriyor ve bunu hemen yakalıyor.
"Bu ara çok sık gülümsemeye başladın farkında mısın?" Bir an yüzünde çapkın bir gülümseme beliriyor ve bana kısa bir bakış atıyor. Aslında ben de onu hiç bu kadar neşeli ve mutlu görmemiştim.
"Bence sen de öylesin."
"Çünkü mutluyum ve bu bozulacak diye korkuyorum." Yüzü ciddiyete bürünüyor bir anda. Sanki onu rahatsız eden bir durum varmış gibi.
"Neden?"
"Abin, eniştemi aramış ve beni sormuş. Abin seni iyi tanıyor hemen anlamış seni benim üzdüğümü."
"Beni sıkıştırmadı bile ve arkamdan iş mi çeviriyor!" Böyle olacağını tahmin etmeliydim. Kesin Yağız'ı da sıkıştırıyor anlatması için. Yarın onunla bu konuyu konuşacağım. Ne diyeceğini tahmin etmek zor değil. Onlara her şeyi anlatmamı söyleyecek ama ben buna hazır değilim. Abimle çatışmak istemiyorum çünkü çoktan anladım ne düşündüğünü. Altuğ'un da babam gibi biri çıkacağından şüpheleniyor olmalı. Onun önyargısını kırmak çok zor olacak.
"Yani onu anlayabiliyorum. Kaç sene oldu ablamı enişteme layık göremiyorum."
"Seni kadın avcısı biri olarak görüyor. Gazetede haberimiz çıktığında bu karara vardı ve sen de onu destekleyecek şeyler yaptın."
"Evet, doğru ama hiç öyle biri olmadım. Bir kızla çıktıysam hep sürdürmeye çalıştım."
"Neyse konuşmayalım bunu," diyorum çünkü konunun kapanmasını istiyorum. Bir şey diyecek gibi oluyor ama ağzından tek bir kelime çıkmıyor. Eve gidene kadar da bu suskunluğunu sürdürüyor. O saklamak istemiyor ilişkimizi ve bu durumun onu rahatsız ettiğini biliyorum ama insanların vereceği tepkiye hazır değilim. Hastanede çok büyük bir etki yaratacak. Altuğ çoğu kadın tarafından beğenilen biri ve benimli çıkması insanlara farklı gelecek. Ayrıca ev arkadaşı olduğumuz için dedikodular çok daha kötü yerlere gidecek. Belki çoğu kişi Altuğ'un beni kullanıp atacağını düşünecek. En çok çekindiğim konu da bu. İnsanların o küçümseyen ve ayıplayan bakışlarını hayal etmek zor değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M&A Bir Veliahtın Hikayesi
RomanceOnu gördüğü ilk günden beri boş hayallere kapıldığını düşünen Mercan yeni işine başladığı gün onu karşısında görünce oldukça şaşırır. Bu platonik aşka bir dur demelidir ama bulunduğu şartlar onu hoşlandığı adama doğru itmeye başlar. Bu noktada artık...