62

6K 649 190
                                    

Merhaba merhaba!

Buraya en sevdiğiniz karakteri yazarak başlangıç saatinizi bana gösterebilirsiniz.

OY VERİN YORUM YAPIN HİKAYENİZE KENDİ DEĞERİNİZİ KATIN!

Keyifli okumalar! 

Sabah ondan önce uyanıyorum ve Altuğ'u uyurken seyrediyorum. Düne oranla daha sakin duruyor ama dünkü konuşmaları pek iç açıcı değildi. Korkuyor ama bu kendi için değil bizim için endişeleniyor fakat o kadının tuzağına da düşecek değilim. Kendi gözlerimle gördüm niyetini. Asla istediğini elde edemeyecek. Bugün onun hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışacağım ve elim güçlenecek bu sayede. Neler yapabileceğimi düşünmeye başlayacağım.

Ellerim yumuşak sarı tutamları yavaşça okşuyor. Saçları şu an eskisi kadar uzun. Kestirmek istiyor ama bir türlü fırsatını bulup gidemedi. Önceki kadar da bakımına hatta diyetine bile uymuyor ama ben onun bu halini de çok seviyorum. Yavaş olsa bile onun artık takıntılarını aşmaya başladığını düşünüyorum. Dünkü olayın ona zarar verip vermediğini ise zaman gösterecek.

"Beni izlemeyi çok mu seviyorsun?" diyor Altuğ ve tek gözünü açıp bana bakıyor.

"Evet, ilk kez birlikte uyuduğumuzda da seni izlemiştim böyle."

"Peki ne düşünmüştün?" Elleri yüzümü okşuyor ve gülümsüyorum.

"Seni bir daha asla izleyemeyeceğimi. Beni hiç sevmeyeceğini bana bakmayacağını..."

"Kendine karşı çok acımasızsın."

"Bence aynı durum sende de var."

"Ne güzel işte birbirimizi bulmuşuz," diyor ve gülümseyip başıma bir öpücük konduruyor.

"Altuğ..." diyorum çekinerek çünkü er ya da geç bu yataktan çıkacağız.

"İşe gitmek istemiyorum. Şu an kaçmak daha cazip geliyor. Hala bana dokunduğuna inanamıyorum." Yüzü sertleşiyor ve bakışlarını kaçırıyor.

"O izi benim silebileceğimi söylemiştin. Silemedim mi?"

"Bu hemen olmaz sanırım. Dün gece çok güzeldi. Seninle yaşadığım her gece çok güzel ve özel ama o farklı bir şey. O gitmeden içim rahat etmeyecek." Yutkunuyor ve yüzü buruşuyor bir anda.

"Ne oldu?"

"Midem... Ne varsa artık stres tetikliyor."

"Kıyamam ki sana sarı kafam. Gel buraya." Başını göğsüme yaslıyor ve bana sarılıyor.

"Sanırım Nihal Hanım'a gidip muayene olmanın vakti geldi," diyor usulca.

"Öylesi daha iyi olur." En azından kafamız rahatlar. Altuğ böyle olunca yemekte yiyemiyor ve durum daha da kötüleşiyor.

***

Altuğ sonunda bir fırsat bulup öğle yemeğine çıkıyor. Uzun süredir bunu yapamıyordu ama bunda midesinin durumu da etkili. Levent abi hasta sınırlaması getirdi ona. Biraz nefes aldı bugün. Normal zamandan yarım saat erken buluşuyoruz ve Nihal Hanım'ın odasına doğru yürüyoruz.

Sabah Levent abiye dünkü olayı açmadı. Çünkü bir yandan onun bu konudan dolayı da utandığını hissediyorum. Sanki utanması gereken kişi o gibiymiş gibi hissediyor ama bu doğru bir düşünme şekli değil. Belki de biraz daha zaman gerekli ama ben durmayı düşünmüyorum. Nihal Hanım ile yalnız kalıp bu konuyu konuşacağım. Beni anlayacağını düşünüyorum. Bir noktada beni kendine bile benzetmişti sonuçta.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin