37

9.2K 840 373
                                    

Merhaba
Bölüm sınırı 300 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 300 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver!
Keyifli okumalar
Teşekkürler

ALTUĞ'DAN

Kafamı kaldıracak halim kalmadı. Hiç bu kadar yoğun olacağını da tahmin etmemiştim. Hatta tuvalete bile gidemedim, o kadar yoğundu. Son hastam bir genç kız. Annesi ile birlikte gelmişler ve şikayeti de adet düzensizliği. Ultrason ile kontrol etmem gerek bu yüzden onun hazırlanmasını bekliyorum. Bir an önce eve gidip yemek yiyip uyumanın hayalini kuruyorum. Evet daha Mercan ile yapacağım konuşmayı düşünecek zamanım bile olmadı. O an içimden ne geliyorsa onu söylemekten başka çarem yok.

"Hazır," diyor Ebe Hanım ve ayağa kalkıyorum. Kızın biraz gergin olduğunu görüyorum. Biraz da olsa onu rahatlatmak için sorular sormaya başlıyorum.

"Kaç yaşındaydın?" 

"On altı," diyor ve jeli sıkıp ekrana bakıyorum. 

"Gelecekteki hedefin nedir?" 

"Tam kararımı vermedim." Ben bastırdıkça probu kendini sıkıyor çünkü şu an tuvalete gitmesi gerek. Mesane doluyken daha iyi görme şansınız oluyor.  Muayeneyi bitirip ona bir peçete uzatıyorum. Tekrar masama dönerken annesine bakıyorum. Birkaç dakika sonra genç kız da geliyor.

"Gelişimi gayet normal, hiçbir sorun yok. İlk iki yıl düzensizlikler normal kabul edilir. Şu an için ilaç gerekmiyor biraz daha izlememiz doğru olur." 

"Teşekkürler," diyor kadın. Bugün elli kere sorulan ve beni artık sinir eden o soruyu soruyor.

"Levent Bey, tekrardan normal muayeneye dönmeyecek mi?"

"Hayır, hastalarına yeteri kadar zaman ayıramıyor ve bunun da iyi olmadığını düşünüyor. Biliyorsunuz ki çok hastası var. Bu görevi bana vermeyi uygun gördü onun asistanıyım." Kadın anladım dercesine başını sallıyor. 

"Geçmiş olsun," diyorum odadan çıkarlarken. Bu bir haftada kaç tane hasta baktım hatırlamıyorum. İnsanlarla özellikle anlayışsız insanlara uğraşmak çok zor. Sistem olmasına rağmen hâlâ sıra kavgası oluyor. İki tane ameliyat için düşündüğüm hastanın dosyası var ve Levent abinin onayı lazım. Dosyaları alıp ayağa kalkıyorum ve bacaklarımdaki kasılmayı hissediyorum. 

"Ben şunları halledeyim," diyorum Bahar Ebeye. Kapıya birkaç adım kaldığında kapı çalınıyor ve Mercan kapıyı açıyor. Yukarıda takibe aldığım bir hasta var onunla ilgili bir şey soracak büyük ihtimal. Yüzüme bakmıyor aynı ilk karşılaştığımızdaki gibi.

"Hasta ile ilgili danışmak için geldim," diyor açıklamaya çalışarak. 

"Ben de yukarıya geliyordum. Giderken konuşalım." Başını sallıyor ve birlikte odadan çıkıyoruz. Asansöre gelene kadar ikimiz de tek kelime etmiyoruz. Asansörü beklerken ilk adımı ben atıyorum.

"Mesajıma neden cevap vermedin?" Ben hariç her yere bakıyor umursamaz bir şekilde. 

"Bunun hesabını vermek zorunda değilim, ayrıca bana hesap sorma hakkında yok." Evet böyle olacağını ters cevaplar vereceğini tahmin ediyordum ama umursamaz tavrı hiç hesaba katmamıştım. 

"Sadece seni merak etmiştim," diyorum yavaşça. Yüzüne bakıyorum benden bir şey saklıyor mu görmek istiyorum. Bana çok kızgın bana bakmasa bile parmaklarını stresten dolayı oynatıp durduğunu görebiliyorum. 

"Neden merak ediyorsun ki! Ben senin yakının değilim hatta hiçbir şeyin değilim." Biraz sesini yükseltiyor. En azından bu iyiye işaret bana tepki veriyor.  

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin