23

8.9K 817 349
                                    

Merhaba😁
Bölüm sınırı 260 oy ve farklı kişilerden gelecek olan 300 yorum. Bunu özellikle belirtiyorum.
Oy ver hikayene can ver😂
Keyifli okumalar🌸💕
Teşekkürler🤗

Gerçekten ben ne yapıyorum? Ona daha fazla böyle bakamam. Düşüncelerim son derece yanlış çünkü o herhangi bir kız değil. Ona bu yönden bakamam. Bana verilen görevi kötüye kullanmak olur bu. O kasiyerden farkım kalmaz benim. Hızla geri çekiliyorum ve ayağa kalkıyorum. Elimi ona uzatıp onun da yerden kalkmasını istiyorum. Elimi tutuyor ama bu temas bile benim çok şaşırmama yol açıyor. Etkileniyorum üzerime bir çekinceme geliyor.

Gözlerimi artık onun üzerinden çekmem ve şu an elimi tutmuş olduğunu da düşünmemem gerek. Bunda heyecanlanacak hiçbir şey yok. Ona yardım etmeye çalışıyorum sadece. Hayır, Mercan'a ilgi duyamam. Ya ablam doğru söylüyorsa, kabul etmek istemiyorsam bu durumu.

Hem Mercan başka birini seviyor. Benden de hiç hoşlanmıyor. Sadece onun kötü durumda olması, yakın durmamız böyle düşünmeme yol açtı. Başka bir sebebi yok ki. Ben Melis ile şansımı denemek istiyorum Mercan ile değil.

Onu ayağa kaldırıyorum ve artık ona bakmamaya çalışıyorum. Yürümeye çalışıyor ve çok da kötü görünmüyor.

"Ben çok fazla bunu yaşıyorum. Bileğim yalama oldu, artık acısını bile hissetmiyorum. Sadece..." Duraksıyor çünkü bana içini açmak istemiyor. Aynı evde yaşasak bile onunla yabancı sayılırız çünkü tam anlamıyla birbirimizi tanımıyoruz.

"Benim bilmediğim sıkıntıların var ve bunları kimseyle konuşmadığın için çok dolmuşsun." Bakışlarını kaçırıyor ve eğilip çantasını yerden alıyor.

"Benimle paylaşmayabilirsin anlıyorum ama en azından Canfeda ile konuş. Çok kapalı kutusun. Kendine zarar verirsin böyle." Başını sallıyor sadece ve odasına doğru yürümeye başlıyor. Benden kaçmış olduğu çok belli. Odasına girince kapısını kapatıyor ve ben de öylece kalıyorum yerimde. Aklım çok karışık ona nedenler ve sonuçlar sunduğum halde. Kafamda sürekli o an var. Birbirimize olan o bakışmamız... Gözleri, dudakları... Hayır, hayır bunları düşünmemellyim.

Tekrardan mutfağa yürüyorum ve ortalığı toplamaya dönüyorum. Yoksa daha fazla düşünmeye başlayacağım bu durumu. İşimi bitirdiğinde dolaptan bir buz torbası alıyorum. Eğer bunu koymazsa hem bileği şişecek hem de ayakta durduğu sürece canı yanacak. Yeterince acı çekiyor ve bu yüzden de acı çekmesini istemiyorum. Kapısını önünde duruyorum ve yavaşça kapıya vuruyorum. Seslenmek yerine kapıyı açıyor.

"Sana buz getirdim." Tahmin ettiğim gibi yürürken canı acıyor. Sıcağı sıcağına anlık bir acı yaşasanız da gerçek acısı sonradan çıkar. Elimden buzu alıyor ama gitmemi de bekliyor. İçimden bir ses ben gittikten sonra buzu kullanmayacağını söylüyor.

"Otur da bileğine bakayım."

"Şimdi de ortopedist mi olacaksın?" Gülümsüyorum yavaşça. Evet ortopedist değilim ama çok fazla deneyimim oldu.

"Pek önemsemiyorsun çünkü."

"Nereden çıktı bu ilgi? Beni evinde istemiyordun hatırlatırım." Sorusundan kaçmak istiyorum, bunun cevabımı bende net bilmiyorum. Bakışlarımı yüzüne çeviriyorum ama o hâlâ benden bir cevap bekliyor.

"Sanırım seni arkadaşım olarak görmeye başladım. Sen iyi bir kızsın." Gülüyor ve ben de gülümsüyorum. Tuhaf ama yanındayken kendimi daha huzurlu hissediyorum. Bunu da yemek yerken fark ettim.

"Hem kaçamazsın benden. Bileğine bakmadan gitmem odandan."

"Peki..." Yatağına oturuyor ve ayağını uzatıyor ben de yatağa oturup çorabını çıkarıyorum. Evet biraz şişlik ve morarma var. Yatağın üstüne koyduğu torbayı alıp bileğine bastırıyorum ve soğuğun etkisiyle irkiliyor.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin