59

6.8K 651 323
                                    

Herkese merhaba!

Çoooook uzun bir süre geçti biliyorum ama hiç onları yazmaya elim gitmedi. 

Açıkçası pek soran da olmadı.

Çoktan unuttunuz sanırım. 

Gizli Saklı'ya daha fazla yoğunlaştığım ve onun okurları daha dinamik olup bana motivasyon sağladığı için hep ona bölüm yazdım. Gerçi onu okuyanların çoğunluğu da M&A okuyor ama çözemedim.

Siz çok çok çok çok satır içi yorum yaparsanız belki eski yazma motivasyonuma geri dönebilirim.

Bir iki konu daha kaldı işleyeceğim ve sonra final vereceğim. 

Kitap olup olmayacağını merak edenler var.

Ben şu anlık istemiyorum kitap olmasını ama belki zamanla fikrim değişir.

Buraya okumaya başladığınız saati yazabilirsiniz.

OY VERİN, HİKAYENİZE CAN VERİN!

Keyifli okumalar!

Saçlarım okşanıyor ve sonra alnımda sıcak dudakları hissediyorum. Parmaklar yanaklarımda dolaşıyor, o tanıdık güzel kokuyu alıyorum. Gözlerim yavaşça açılıyor ve Altuğ'un o huzur veren gözlerini görüyorum.

"Nasılsın?" diyor şefkatle. Ağrı hafiflemiş durumda ama midem için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

"Midem bulanıyor."

"Kahretsin, yan etki yapacak." Güzel gözleri öfkeyle kısılırken doğrulmaya çalışıyorum ve bunu görünce bana yardım ediyor. Nefes almaya odaklanıp bulantıyı düşünmemeye çalışıyorum. Tüm bunlar geçecek diye tekrar ediyorum içimden. Tıpkı birkaç gün önce olduğu gibi mutlu olacağız.

"İyi misin?" diyor Altuğ yüzüme telaşla bakarak. Sadece başımı sallıyorum ve geri oturuyorum. Gözlerim Altuğ'u buluyor. Yüzündeki o ifade hiç hoşuma gitmiyor. Bugüne kadar çok nadir gördüm o ifadeyi. Hatta benimle arası kötü olduğunda bile bunu göstermekten çekinmişti ama şimdi net bir şekilde görüyorum o umutsuzluğu. Altuğ bu zamana kadar hep güçlüydü yanımda. Her zaman da bu yönü bana da güç verdi ama şimdi öyle değil. Bu hali yeni bir telaşın içimde filizlenmesini sağlıyor.

"Kahvaltı hazırlar mısın? Ben birazdan geleceğim," diyorum ama zorlukla konuşuyorum. Hiç beklemediğim bir hızla bacaklarım hareket ediyor ve son anda tuvalete ulaşabiliyorum. Hayatımda hiç bu kadar içimi dışıma çıkaran bir kusma yaşamamıştım. Dün bana verilen ilaç kanser hastalarında kullanılıyor ve mide bulantısı çok yaygın bir yan etkisi. Yere çöktüğümde karnımdaki ve boğazımdaki kaslar acıyor kasılmaların etkisiyle. Kendimi çok bitkin hissediyorum. Vücudum sanki bir günde onlarca kilo hafiflemiş gibi.

Altuğ kollarımdan tutup beni nazikçe kaldırıyor. Lavaboya doğru yürüyorum yavaş adımlarla. Yüzüme bakıyorum istemsizce. Aynadaki aksim yorgun görünüyor, güçsüz ve her an bayılacakmış gibi bir hali var. Altuğ'un belimde duran elleri bir nebze bunu engelliyor gibi. Musluğu açıyorum ve ağzımı yıkarken Altuğ bir kâğıt havlu koparıyor ve nazikçe ağzımı siliyor yıkamayı bitirdiğimde. Şu an ne düşüneceğimi bilmiyorum.

Altuğ beni kucağına alıyor ve odamıza taşıyor. Kendimi biraz daha iyi hissediyorum bulantının geçmesiyle birlikte. Beni yatağa bırakıyor ve yerde diz çöküyor.

"Ne yemek istersin?" Gözleri o kadar çaresiz bakıyor ki, bu hali beni mahvediyor. Ellerini tutuyorum ve içimdeki kırılgan taraf beni ele geçiriyor. Hiçbir zaman düzgün bir aileye sahip olamayacaksın diyor.

M&A Bir Veliahtın HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin