Marcel Samuel ayrıldıktan hemen sonra kendine geldi. Hadi ama saatlerdir bekliyorum.
Uyandığında etrafına baktı ve gözleri en sonunda benim üzerimde durdu.
-Sonunda uyandınız prens. Yaşamak için güzel bir gün değil mi?
-Ha demek sonunda gerçek beni yakaladın.
-Nasıl hissediyorsun? Birkaç soru sormalıyım anlarsınya.
-Cevap vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
-Peki sana rahat bir ölüm vereceğimi düşünüyor musun?
-...
-Cezanı kendin de biliyorsun bir kaç gün önce bana bahsetmiştin ve bende sana iade edeceğimi söylemiştim. Sizin Şövalye şefi seni orada bekliyor.
-!
-İlk soru ordunun merkezi nerede?
-...
-Soru İki Hareket planınız ne?
-...
-Soru üç ve en önemlisi Samuel denen büyücüyle nasıl anlaştınız!?
-!
-Cevap vermiyorsun sanırım ne yapsak ki? İşkence, aşağılama, baskı?
Yaşadığım hayatlarda bir çok kez işkence gördüm ve onun canını en çok yakacak şeyi biliyorum.
Dışarı çıkıp iki kişi çağırdım.
-Marcel sen konuşana kadar bu iki kişi seninle ilgilenecek eğer yetmezse korkma orduda daha çok erkek var.
-Sen..sen ciddiydin! Elise bunu yapamazsın Eliseeee..
Ahh canım çok muhteşem ve havalıyım ne yapacaksın. Daha kötülerini yaşadım ama bu kadarı onun gibi bir prens için yeterli.
En büyük beyinleri bizdeyken acaba ne kadar dayanırlar? Normal bir stratejist kendi yakalanma olasılıklarını düşünüp ona göre yedek plan yapardı.
Ama o narsist kendinin yaklanacağını hesaba katmamıştır. Öyle olsa bile sürerlilik önemli değil mi?
Yani planın Bir aşamasında illaki bozukluk çıkacaktır o zaman ne yapacaklar?
Benim işim değil. Yukarı çıktım ve beklemeye başladım. Marcel yönelimini değiştirmez değil mi? Bu komik olurdu doğrusu.
Hala dizine çivi çakabilirim ama iyi bir insanım anlarsınızya. Bir süre sonra aşağı indim.
Marcel içeride perişan halde oturuyordu. İlk seferi olmadığına eminim.
-Merhaba Marcel. Nasıl hissediyorsun? Konuşmak istiyor musun mesela?
-Sen gerçekten...
-Soruları hatırlıyor musun Marcel tekrarlayayım mı?
-...
-Marcel böyle olma. Senin cevap vermen çok mühim değil sadece işimizi kolaylaştıracak.
-ha...
-Bilmiyordun değil mi? 2. Prensin ordusu dün vardı.
-!
-Yanlarında bir büyücü de var Marcel.
Hala kazanabileceğinizi mi sanıyorsun?-...
-Hala konuşuyorsan sırada bekleyen 2 kişi daha var yani...
-Tamam konuşacağım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişman olma sırası artık sizde
Historical FictionKaranlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerini kapattı. Elise 5. kez gözlerini açtığında bu sefer aynı hatayı tekrar etmeyecekti. Artık yaptığı...