Pişman olma sırası artık sizde

Bölüm70 Şeytani Canavar(2)

Sabah daha güneş parlamadan tüm ordu pozisyon aldı. Bariyerimiz sağlam olsada ne kadar dayanır bilmiyoruz. Ve o orada durdukça yavaşça manamızıda emiyor.

Önce şu deli Samuel'i halletmek istiyorum. Anladık tanrı gibisin istediğini yaparsın ama neden benim tatil zamanıma denk getirdin.

Savaşı sakince yapabilirdik ahh. (Cümleye bak sakince savaşmak, önce kendimi bu cümle için sonrada bunu anlayan sizler için bir alkış istiyorum!)

Neyse. Kimse çıt çıkarmadan öylece durduk. Ne kadar zamn geçti bilmesem de güneş çoktan kendini gösteriyordu.

İşte tam o anda ufukta figürler parladı. Bu sefer gelenler önceki gibi küçük gruplar gibi değil koskocaman bir orduydu.

Ve ordunun başında atlarla çekilen bir kafeste garip bir varlık vardı. O da ne? Dur bu bizim bildiğimiz goril? Hadi ama daha yaratıcı olabilirsin yazar!?

Neyse kim bilir ne yetenekleri vardır onun. Bariyer yapmamız iyi olmuş o şey kesin duvara tırmanırdı. Bırak tırmanmayı direk duvarı alıp şehirde gezdirirdi.

O hayvanı gören herkes korktu. By dünyada goril yok mu? Tamam biraz hatta baya bir büyüğü olabilir ama o kadarda korkunç...evet korkunç. Hatta biraz iğrenç.

İlk önce zehirli hayvanların olduğu bölgeye girdiler. Tabi Bu kadarı koca bir orduyu etkilemez. Ama hendek işe yaramalı.

Hendeğin yanına 100 metre kala durdular. Ben ve diğer önde gelenler orduyla hendeğe 100 metre kalana kadar ilerledik.

Karşı karşıya durduk. Marcel atıyla hendeğe yaklaştı. Bende aynı şekilde ona doğru ilerledim.

Marcel her zamanki ses tonuyla rahat bir şekilde konuştu.

-Sevgili Elise sadece teklifimi kabul et ve senin canını bağışlayayım.

-Hoo şimdiye kadar kendimi tuttum ama benim babam senin babanı döver.

Böyle olmadı tabi ki.

-Hoo şimdiye kadar kendimi tuttum ama şunu sende biliyorsun ki bu günün sonunda kuyruğunu kıstırıp kaçan sen olacaksın.

-Bir düelloya ne dersin?

-Şimdimi senin güle yapamayacağına güvenemiyorum sevgili dostum. Özellikle arkandaki şeye.

-Peki o zaman elimizi çabuk tutalım. Yakında benim olacaksın sadece sen değil. Sen ve senin ülken. Ailen ve sevdiklerin hepinizle eğleneceğiz. Birkaç yeni işkence yöntemi öğrendim de.

-En son senin Şövalye şefin böyle bir şey demişti ona ne oldu biliyormusun?

-...

-Ordumuzun bir fah*şeye ihtiyacı vardı yani, neyse o da bana aynı şeyi teklif etmişti.

-Pfft. Leydim izin verin sizi bu canavarla tanıştırayım.

Canavarın kafesi aralandı ve göğüslerine vurarak ileri doğru koşmaya başladı.

Yani bir goril hala bir gorildir. Ben, Milo, Cesar ve Edmund pozisyon aldık.

Kalanlar rakip orduya bakıyordu.
Goril bize doğru koşarken önüne gelene vurdu. Demek onun için kimin askeri olduğu farketmiyor.

Bunu kullanabiliriz!

-Cesar onu ters yöne çekmeliyiz!

-Peki!

-Komutan orduya Hendeğin öbür tarafına geçmemesini emret.

-Anlaşıldı!

Cesar ilahi seviye buz büyüsü yaptı ve bu tarafa bir duvar ördü. Beklenenin aksine bu şey yönüne değiştirmedi aksine buzu kırdı ve yoluna devam etti.

Uzaktan Marcel'in kıkırdayan sesi duyuldu.

-Haa bu kadar saf olacağımızı mı sandın? O hayvanın tek bir hedefi var o da duvarı yerle bir etmek yani onu durduramazsınız!

Beklediğim gibi yine beni şaşırttı.

-Cesar onun manası nerede yoğunlaşıyor!?

-Bu canavar çok güçlü ve yerinde durmuyor o yüzden anlayamıyorum!

Uhh bu şey gerçekten zorlu. 4'ümüz çaresizce onu oyalamaya çalıştık. Hendek sayesinde ordumuz avantajlı gözüküyordu. Ama bu syei durduramazsak her şey boşuna gidecek.

Duk salvatore çok yaşlı o bir şeyler biliyor olabilir ama prensin orsunda sorun çıktığı için şehre gitti ve ancak akşam dönecek.

Bir çözüm Lazım. Ruhsal mücevheri nerede olabilir?

Tamam hadi kendini tanrı sanan bir psikopat gibi düşünelim eğer ben o olsaydım nereye koyardım? Kendini muhteşem sandığı için zor bir yere koymamıştır hatta aksine en açık yerdedir.

O zaman ya kafasında yada göğsünde olmalı!

_______
Yazar:Villainesssss

Dostlarrrr yarın bende bir savaşta bulunacağım. Gazam mübarek olsun. Jdjrjjr. Neyse bu günde geçe kalamayacağım o yüzden iyi gecelerrr.