Bölüm108 Prensesin Çay Partisi(3)

1K 107 6
                                    

Kraliyet sarayına vardığımızda neredeyse herkes toplanmıştı. Sophia ben ve Lily girdiğimizde Prenses ve Alice konuklarla konuşuyordu.

Prenses bizi görünce kalktı ve bizim durduğumuz tarafa geldi. Dediğim gibi Prensesin arkasında büyük bir güç var ama ben ülkenin 3 dükünden biriyim yani ben de yeterince güçlüyüm.

Prenses önümüzde durdu ve yelpazesiyle yüzünün yarısını kapayarak konuştu.

-Hoho~ dük Castillo buraya geldiğiniz için çok mutluyum.

-Nasıl olurda gelmem sonuçta bu parti sevgili kardeşim adına yapılıyor.

-İlişkiniz çok iyiymiş gibi konuşuyorsunuz.

Arkada Alice karanlık bir yüzle gülümsüyordu.

-Tabi ki yıllar sonra bulduğum canım kardeşimi nasıl sevmem.

-Bilmiyorum. Etrafta sizin gayrimeşru bir çocuk olduğunuz için onu kıskandığınız söylentileri var.

İyi niyetle söylüyormuş gibi gözükse de burada ki herkes ne demek istediğini biliyor. Savaş başladı ve saldırı sırası bende.

-Onu neden kıskanayım ki? Sonuçta ben Dükalığın sahibiyim. Ne abilerim ne de o.

-...

-Ahh prenses madem dedikodulardan bahsetmişken bende size sorayım. Asıl sizin Alice'i kıskanmanız gerekmiyormu?

-Dük Castillo neden bahsediyorsunuz?

-Bazı dedikodulara göre siz dük Ford'a aşıkmışsınız hatta reddedilmişsiniz.

-! Sen bunları nereden...

Tabi ki biliyorum. Novel de gördüm.

-Tabi ki böyle bir şey yok. Ben kimseye aşık değilim.

Toparladı he. Ama daha yeni başladım.

-Ama prenses partide sürekli dük Ford'a bakıyordunuz. Hatt bir keresinde inisiyatif alıp bir leydiye özelliklede kraliyet Prensesine uymayan bir tavırla ona dans teklif etmiştiniz.

-O.. O sadece..

-Ve yanlış hatırlamıyorsam dük sizi reddetti.

Prenses bu oyun iki kişiyle oynanır.

-Ahh bir de..

-Dük Castillo bu kadar yeter. Neden Alice İle ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorsun?

-Ama prenses bunu başlatan ilk siz değilmiydiniz?

Pransesin eli kızgınlıkla titriyordu. İlk  turu ben kazandım. Ama bir anda Alice ortaya atladı.

-Abla nasıl olurda bana iyi bir ilişkimiz olduğunu söyleyebilirsin?

-...

-O gün partide bana ilaçlı bir kadeh verdiğin için neler yaşadığımı biliyor musun?

Demek pis oynayacaksın. O zaman bende ellerimi kirletmeliyim. Ahh herkes çoktan konuşmaya başladı.

-Alice sen neden bahsediyorsun? Kadehi sen seçip aldın ve sana neden ilaç vereyim ki?

-Çünkü... Çünkü beni kıskanıyorsun.

Ona yaklaştım. Alice'ten biraz daha uzunum yani ona tepeden bakıyormuş gibi gözüküyorum.

Elimi yukarı kaldırdım ve Alice korkmuş bir surat yaptı ama ben sadece saçını okşadım.

-Amanın Alice senin neyini kıskanmalıyım?

-?

-Senin şuan sahip olduğun şeylerin hepsini sana kimin verdiğini unuttun mu? Seni sokaktan getirdim ve güçlü biriyle evlendirdim ama sen hiç doymuyorsun.

-Bu.. Bu beni kıskandığın gerçeğini değiştirmez!

-Haa.. Gerçekten bazı kişilere bir şeyleri anlatmak zor oluyor.

Saçını okşamaya devam ettim.

-Alice bana bak. Güzelim, hayal edemeyeceğin kadar çok param var, Savaş kahramanıyım, Senden çok daha üstün bir statüye sahibim ve gurur duyduğun güçlü eşin olmadan bile senden yüzlerce hayır binlerce kat güçlüyüm.

-!

-Alice o kadar güçlüyüm ki şimdi sana bunu yapınca kimse bana bir şey diyemeyecek bile.

Elimi kaldırdım ve ona tokat attım. Alice yere devrildi. Hey o kadar güç kullanmadım bile ama onu yerde görmek hoşuma gitti.

Samuel'in onu nasıl öldüremediğine inanamıyorum.

-Dük Castillo ileri gidiyorsunuz.

-Prenses size de mi bir şeyleri hatırlatmam gerekiyor? Unutmayın ki tokat size gelseydi bile bana bir şey olmazdı.

-!

-Hatta sizi öldüreyseydim bile bana bir şey olmazdı.

-!

-Neden biliyor musunuz? İlki halkın desteği. İkincisi Dükalığın gücü. Üçüncüsü onur belgem.

-Siz.. Siz!

-Evet prenses yerinizi anladıysanız biz gidelim. Eğlenmeye gelmiştim ama en basit etik kurallarını bile bilmeyen insanların yanında durmaktan hoşlanmıyorum.

Böylece oradan ayrıldık.

Uhh ben ne yaptım!? Elbette prensesi öldürseydim bende öldürülürdüm ahh! Anın havasıyla...

-Sophia özür dilerim.

-Neden özür diliyorsun?

-Sadece senle eğlenmek istemiştim ama.. 

-Ben çok eğlendim.

-ha?

-Onların yüzlerindeki ifadeyi görmedin mi zar zor kahkahalı tuttum!

Pfft. Sanırım bu da bir şey. Her neyse o kadar da kötü değildi.

______
Yazar:Villainesssss

Pişman olma sırası artık sizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin