Bölüm156 Düğün?

782 87 3
                                    

Bize doğru gönderilen bir okla her şey başladı.

Etrafta ateşler yükseldi ve insanlar koşuşturmaya başladı. Ok bize zarar vermedi tabi. Büyü sağolsun.

Lanet olsun sadece Kılıcım yanımda olsaydı. Hemen yelpazemi açtım.
Ve eteğimi yırtıp Samuel'e hançeri verdim.

O sırada olanları gören normal biri

-   o_o

Samuel sanki böyle bir şey bekliyormuş gibi kıkırdadı ve hançeri elimden aldı.

Tüm halk kaybolunca karşıda Leo'nun ve bazı diyet soyluların askerleri vardı.

Hazırlıksız olsaydık bu orduyu yenemezdik. Buna uzun süredir hazırlanıyor olmalı. Nasıl daha önce farketmedim!?

Benim ordum saray sınırları içinde hazır bekliyor. İkinci prens ve Cassion'un ordusu sarayda değil.

İki nedeni var. Birincisi anı bir destek gelişi. İkincisi onları saray duvarı arasında sıkıştırıp masumları korumak.

Leo ordunun önündeydi.

İçeri de ordu olduğunu son ana kadar saklamalıyız böylece ani bir darbe alacaklar.

Aşağı kraliyetin askerlerini yanıma alıp indim.

-Dük Leo ne yaptığını sanıyorsun bu devlete bir hakarettir!

-Dük Elise daha anlamadınız mı? Bu bir isyan!

Yani onu anlamak o kadar zor değil ama madem bunu bağırarak söylemeye o kadar meraklısın...

-Yaptığım mükemmel planla imparator olacağım. Şaşırmış olmalısın o kadar iyi bir plandı ki.............. 

O orada boş yapmaya devam etti. Bir de kötüler çok konuştukları için kaybeder derler. O kahraman değil mi?

Bir süre sonra tüm askerler uykuya dalmıştı ki o hala konuşuyordu.

-Woah ne kadar da güzel bir plan.

-Hehe biliyorum. Öyleyse bana boyun ey.

-Pfft yani Bu kadar kolay bir şekilde kazanabileceğini sandın. Seni bir düelloya davet ediyorum.

-Yanınızda bir silah bile yok ve bana meydan mı okuyorsun?

-Korktun mu? Seni bu yelpazeyle yeneceğime bahse girerim.

Öncelikle onun bana zarar vermesi imkansız. Sadece diğer ordu sinsice yaklaşıp onları sıkıştırana kadar onu oyalamalıyım.

-Öyleyse düelloyu kabul ediyorum. Ama yenilirseniz benim tarafıma geçeceksiniz.

Böylece atından atladı ve askerler etrafımızı çevreledi.

Yelpazemin kumaşı yırtılacak. Hem de sırf bunun gibi biri yüzünden.

-Başlıyorum!

Bana doğru kılıçla koştu. Tsk tsk centilmenlik denen bir şey kalmamış silahsız bir leydiye kılıçla saldırmak.

Ona bazı nezaket kuralları öğretmeliyim aynı abilerime yaptığım gibi. Sadece neden bunu bir derste bitirmiyorum?

Yelpazemi açtım ve savrulan kılıca kalkan olarak kullandım.

Haa kumaşı yırtıldı. O kadar da sevmiştim bu rengi.

-Demek içinde bıçak saklıyordun. Ama farketmez beni onunla yenemezsin.

Komik sihir yapabildiğimi unuttu sanırım.

Bana zarar veremediğini farkederse savaş başlar. Biraz daha oyalamalıyım.

-Emin misin? Neden beni denemiyorsun!?

Büyü yapmadan sadece yelpazeyle saldırdım.

O nasıl başrol oldu? Neden kılıç yetenekleri bu kadar iğrenç? Samuel ondan bin kat daha iyi.

Çoktan birçok yerinden kan akıyordu ama bana saldırmaya devam etti. Gurur mu yapıyor anlamadım ki?

Dövüşürken onu yere düşürdüm ve üzerine basıp zıpladım. Ordu etrafımızı sarmış güzel.

Güzel bir zıplama tahtası oldu ama şimdilik bu kadar oyun yeter artık ana yemeğe geçelim.

Onu tuttum ve ilahi seviye rüzgar büyüsüyle bizim tarafa fırlattım.

Woah! Uçan ilk insan tek eksiği kanatları yok. Sert bir iniş olacak yazık.

Bu hareketimle savaş resmen başladı.
Sırada bunları devirmek var!

_______
Yazar:Villainesssss

Pişman olma sırası artık sizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin