Sabah olunca giyinmeye başladım. Uhh korse takmaktan nefret ediyorum.
Normalde takım elbiseyle gidecektim ama bir kavalyem olunca elbise giymek zorundayım.
Saçlarım da yapılınca odadan çıktım. Samuel çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Woah o gerçekten yakışıklı. Dostum daha fazla takım elbise giymeyi denemelisin.
-Hazır mısın?
-Evet. Öyleyse arabaya geçelim.
Arabanın önüne gelince elini uzattı böylece bende onun elinden destek alıp arabaya bindim. Bu hareket pek gerekli olmasa da hoş hissettiriyor.
Arabada tam bir sessizlik içindeydik. Belki de dün gece yaptığımız konuşma yüzünden bu kadar yabancı hissediyorduk birbirimize.
Aslında ikimizde birbirimize çok benzeyen ama aynı zamanda çok farklı insanlarız.
O uzun bir süre kaybolmuş bir biçimde yaşadı ve şimdi ölmek istiyor ama ölemiyor. Bense uzun bir süre acı içinde yaşadım ve ölmek istedim ama hala yaşamaya çalışıyorum.
Araba pürüzlü yolda yavaşladı ve durdu. Formalite açısından Samuel indi ve bana yardım etti.
Kolunu tuttum ve salona doğru yürüdük. Biz girerken sadece benim ismim anons edildi sonuçta o bir aşık değil ve burada kimse onu tanımıyor.
-Majesteleri Dük Castillo ve kavalyesi giriş yapıyor!
Zarif adımlarla içeri girip İmparatoriçenin yanına doğru gittik. Yüksek tahtının önünde durup selam verdik.
-İmoaratorluğun annesi İmparatoriçeyi selamlarım.
-Dük geldiğiniz için çok memnunum.
-Majesteleri umarım bu basit hediyemi kabul edersiniz.
Aslında benim için gerçekten büyük bir şey değildi ama ona göre çok değerli bir şey.
Hizmetçilerim ellerinde bir kutuyla içeri girdi. İmparatoriçe kutuyu açtığında hem mutlu hem de şaşkın görünüyordu.
Kutuda yaptığım iyileştirme iksirlerinden vardı. 20 tane şişe koydum oraya gerçekten içim gitti.
O da memnun olacak ki kısa bir sohbetten sonra gitmemize izin verdi.
Çok iyi! Ara yemek yediğine göre sıra ana yemekte ama bundan önce kısa bir dans arası verdik.İlk müzikte Samuel eğildi ve ben de referans yaptım ve dansa başladık.
-Alice'e hiç bir şey belli etmemeliyiz. Yani ondan ne kadar hoşlanmasan da biraz katlan.
-Leydim bu ancak onu benim öldüreceğime söz verirseniz gerçek olur.
-Ama bu haksızlık değil mi? Ahh müzik kesiliyor artık bu konu hakkında konuşamayız sadece doğal davran.
Müzik bitince Leo ve Alice'in yanına gittik.
-Dük Ford, kardeşim.
-Abla seni burada görmek ne güzel.
-Dük müsaade ederseniz kardeşimle baş başa konuşabilir miyiz?
-Öyleyse ben sizi yalnız bırakmayım.
O akıllı bir adam nerede ayrılması gerektiğini biliyor.
-Alice tanrıça hakkında yeni bir şeyler öğrendim mi?
-Abla üzgünüm ama benle de konuşmuyor. Sizin planınız hazır mı?
İşte geliyor.
-Evet bu adamı zaten tanıyorsun. Seraph'ın Kara Kutusunun gücünü çoktan emdi birde...
-...
-Onu açan bir kolye vardı o tanrıçanın saf gücünü saklıyor o biz ana silahımız olacak.
-!
-Kardeşim sana ihtiyacımız var.
-Be..ben...
Hala şüpheleniyor gibi. Ben tekrar söze başlayacakken araya Samuel girdi.
-Leydim izin verirsen onla özel konuşabilir miyim.
Lanet olsun o ne yapıyor!? Şuan net olarak o bizi izliyor. Huuh.
Sakinleştim ve onların gitmesini izledim. Geri geldiğinde tek kelime etmedi.
Ne kadar sorsamda cevap vermedi sadece beklememi söyledi.
O ne dedi ona ahh! Rahatsız geçen saatlerden sonra eve gittik. Tüm grup toplanmış bizi bekliyordu.
Bu toplantı geleceğimizi belirleyen en önemli toplantı olacak...
________
Yazar: Villainesssss
![](https://img.wattpad.com/cover/294676909-288-k414645.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişman olma sırası artık sizde
Ficción históricaKaranlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerini kapattı. Elise 5. kez gözlerini açtığında bu sefer aynı hatayı tekrar etmeyecekti. Artık yaptığı...