O sabah erkenden kalktım. İlk iş sembolleri çizmekti.
Semboller benim kanımla çizilmeli böylece içeri sıkışan nefret enerjisi kanım yoluyla beni bulabilir.
Ben ölemem yani kestiğim yaralar çabucak iyileşiyor. Bu yüzden bir sürü kez kendimi kesmek zorunda kaldım ama kazanabileceklerimi düşününce bu küçük bir bedel.
Her şey bitince onlara ritüelin nasıl gerçekleşeceğini öğrettim.
Sonra zaten Alice geldi. Ona farkettirmenek için kolye benim için gerçekten çok değerliymiş gibi davrandım.
Sonra en yakın tapınağa ışınlandım. Eminim tanrıça zaten beni izliyordu. Oraya geldiğimde rahiplere hiç takılmadan tanrıça heykelinin olduğu yere gittim.
Benim onun yanına gitmem için ritüele ihtiyacım yok. Neden mi? Çünkü zaten o beni yanına çağıracak.
Heykelin önünde durdum ve bağırdım.
-Tanrıça şimdi beni yanına çağır ve son kez hesaplaşalım!
-...
-Eğer yenilirsem sana kalbimi vereceğime yemin ediyorum.
Sonra ruhum bedenimden ayrılıp boşluğa daldı. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Her yer aynıydı.
Bir yerden bir ses duydum. Bu ses çok tanıdık geliyor. Arkamı döndüğümde Elise orada duruyordu.
Ona bağırdım.
-Elise sen burada ne yapıyorsun henüz burada olmaman gerek.
Ritüelin bitmemiş olması gerek. Hem nefret enerjisi de gelmedi. Ardından bir kıkırdama duydum.
-Samuel benim tanrıçan beni unuttun mu?
-Ama sen..neden ona bu kadar çok benziyorsun!?
-Ahh anılarını sildiğimi unutmuşum. Ama bu benim gerçek yüzüm.
-Yine de bir insanın tanrıçayla aynı görünüşe sahip olması imkansız.
-İmkansız değil sevgilim bir istisna var.
-Bana öyle seslenme! İstisna derken yoksa o...
-Bakın bakın kimler geldi.
Kafamı öbür tarafa çevirdiğimde Elise siyah ışık eşliğinde bana doğru geliyordu.
Tanrıça ilk başta şaşırmış göründü.
-Acaba buraya nasıl geldi? O ışık... Sen ritüel mi yaptın!?
-Haha seni sadece bu kolyeyle yenemezdik değil mi?
Önce yüzünde korku ve şaşkınlık karışımı bir ifade belirdi ama sonra ne olduğunu anlamış gibi gülümsedi.
-Yani Alice öldü. Ama o ışık ne?
Hala çözemedi bu bizim için iyi bir şey.
Işık Elise'ten önce ulaştı ve benle birleşmeye başladı. Tanrıça o an ne olduğunu farketmiş olacak ki bana saldırmaya hazırlandı ama ben hareket edemiyordum.
Lanet olsun böyle bir şey olacağını bilmiyordum! Onun vuruşuyla ölebilirim ama bu benim aradığım şey değil miydi zaten...neden böyle hissediyorum?
Gözlerimi kapattım ve bekledim ve bekledim ama garip bir şekilde beklediğim gibi bir şey olmadı.
Elise beni itmiş olmalı. Bana soru işaretleriyle bakarken beni kenara çekti.
Ben tamamen ışığı emince bana neden onun kendine benzediğini sordu.
Ama tanrıça bize gittikçe yaklaşıyordu. Bu sefer benden cevap alamayınca ona yöneldi.
Onlar gerçekten benziyorlar. Hayır bu sadece benzemek değil! Sesleri yüzleri ve görünen her kısımları aynıydı sanki..sanki...ikizlermis gibi!
_______
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişman olma sırası artık sizde
Ficción históricaKaranlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerini kapattı. Elise 5. kez gözlerini açtığında bu sefer aynı hatayı tekrar etmeyecekti. Artık yaptığı...