Dükalığa döndüğümde ordu çoktan hazırdı. Abilerime ve Carl'a veda ettim.
-Merak etmeyin geri döneceğim. Mallarıyla elinizi sureeseniz sonraki hayatımda size gösteririm. Hehe.
Hepsi iyi dileklerini dilediler ve ordunun başına geçtim. Ahem, havalı bir komutan olarak konuşma yapmalıyım.
Ses yükseltici büyülü kullandım böylece herkes sesimi net bir şekilde duyabilecekti.
-Callisto ordusu! Bu savaş ülkemiz ve onurumuz üzerine yapılan bir savaştır. Güneyde yaşayan vatandaşların canları bize emanet! Beni dinleyin bu savaşta sizlerle ön saflarda ben de savaşacağım şimdi herkes ant içsin imparatorluk için yapılan bu savaşta hepimiz hayatımızı ortaya koyacağız!
-İmparatorluk için yapılan bu savaşta hepimiz hayatımızı ortaya koyacağız!
Böylece yola koyulduk. Sınırda dük salvatore (Cassion) ile bulusmalıyız.
Yaklaşık 1 saatlik yol sonucu başkent sınırındaydık. Atla gitmek zor ah. Biz vardığımızda Cassion çoktan oradaydı.
Şimdi düşününce ben onu gerçek aşkıyla tanıştırmış olsam bile bunun için savaşa katılmak biraz fazla.
Aslında haklıda olabilir. Sonuçta bu sayede laneti kalktı. Neyse.
-Sir Cassion.
-Formaliteye gerek yok lütfen bana Cassion diyin.
-O zaman sizde bana ismimle hitap edebilirsiniz.
-Peki Elise ne zaman kapılardan çıkıyoruz?
-Kai'ın ve sizin Şövalye şefinin orduyu düzenlemesi için 1 saat yeter birde Cesar hala gelmedi.
-Büyücüden mi bahsediyorsun?
'Pufff' bir anda bir figür belirdi.
-Majesteleri Elise benden mi bahsediyorsunuz?
-Neden bu kadar geciktin?
-Ama o kadar kısa zamanda nasıl hazırlanabilirdim? ;)
-...
Bir dakikalık bir sessizlikten sonra döngüyü bozmaya karar verdim.
-Ahem. Cassion lütfen beni Şövalye şefinizle tanıştırın.
-Olur bu yönden.
Cesar'ı geride bırakıp yürümeye başladık.
-Elise bu Jack Şövalye şefimiz.
Onun karanlık bir havası var. Başroller kadar olmasada o da ortalama bir yakışıklı.
-Tanıştığımıza memnun oldum sir.
-Mmh
Benden pek hoşlanmışa benzemiyor. O homutu da ne hala bir düküm. Şimdilik yok sayalım.
-Bu da Kai bizim Şövalye şefimiz.
-Umarım iyi anlaşır sir Kai.
-Umarim dük.
İşte böyle davranılmalı. Geçen yıllarda Kai ile oldukça yakınlaştık. Birlikte sayısız Düello yaptık. O iyi bir kılıç arkadaşı.
-Waah leydim en sevdiğiniz büyücüyü nasıl arkanda bırakırsın? (Cesar)
-Majesteleri oda mı geliyor? (Kai)
-Evet.
-Tsk Tsk yine heryerde. (Kai)
-Bir şey mi dedin Kai?
-Hayır Majesteleri.
-Ordu ne durumda?
-Yarım saate yola çıkacağız Majesteleri.
-Cesar azıcık ise yara ve git onlara yardım et.
-Peki zaten Sir Kai ile konuşmamız gerekenler var. Değilimi sır?
-Tabi ki Bay büyücü.
Bu atmosferde ne? Neyse en hızlı şekilde yola çıkmalıyız. Tartışmaları önemli değil sadece rol yapalım.
-O zaman güzel güzel konuşun.
-?
Cassion:
-(O gerçekten saf pfft)
______
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişman olma sırası artık sizde
Ficción históricaKaranlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerini kapattı. Elise 5. kez gözlerini açtığında bu sefer aynı hatayı tekrar etmeyecekti. Artık yaptığı...