Bölüm162 Gölgeler(2)

593 70 1
                                    

Sabah olduğunda Samuel'le ordudan ayrıldık.

Mezarın başında geldiğimde yolda topladığım mor sümbülleri verdim.

-Bana biliyor musun mor sümbüller pişmanlık anlamına gelir. Yanlış anlama seni buraya gönderdiğim için pişman değilim. Ama umarım sen yaptıkların için pişmansındır.

Samuel ben konuşurken geride duruyordu. Sanırım beni rahatsız etmek istemiyor.

-Yine de şanslısın sana gerçekten kötü şeyler yapabilirdim.

Şuan neden buradayım?

-Neden bana öyle davrandın? Sana ne yaptım?

Ben farketmeden gözyaşlarım akmaya başladı. Ahh ağlamak istemiyordum.

-Umarım huzuru bulmuşsundur.

Mezardan ayrıldım. İkimiz de konuşmadık ve atalarımıza atlayıp ordunun peşinden gittik.

Onlara ulaşmamız çok sürmez. Giderken birinin varlığını sezdim
Atalarımızı durdurduk gölgeler dönmüşlerdi.

Ağaçtan aşağı atlayıp diz çöktüler.

-Kuzey de neler oluyor?

-Majestleri orada küçük bir askeri kamp bulduk.

-Kaç kişilik?

-Sen fazla yüz kişiler.

Demek gerçekten batıdalar. Muhtemelen onları oraya bizi oyalamak için gönderdiler.

Doğru yolda olduğumuzu doğrulayınca için rahatladı.

-Benim gönderdiğim grup ulaştı mı?

-Evet sır Kai çatışma için hazırlanıyor.

-Öyleyse gidin ve onları izleyin bir şey olursa haber verin.

-Evet majesteleri.

Hepsi siyah gölgeler haline gelip ağaca atladılar ve kısa süre de gözden kayboldular.

Yüz kişilik bir kamp kurmak... Bir grup gönderdiğim iyi olmuş.

Duyduğuma göre karşı ülkenin veliahtı yirmili yaşlarında yakışıklı biri.

Ne yazık bize savaş açmasaydı büyük bir memnuniyetle onunla arkadaş olurdum.

Olabildiğince hızlı sürdük ve orduya yetiştik.

Bu sefer ki savaşta korumamız gereken bir duvar yok. Onun yerine bir meydan savaşı olacak.

Duyduğuma göre orada bir tepe varmış. Eğer o tepeyi ele geçirirsek kazanırız.

Ama bugün ihtimalle onlar da aynı şeyi hedefliyor.

Hendek kazmak da işimize yaramaz. Düz bir arazi olduğu için sadece etrafını dolaşabilirler.

Bu aynı zamanda bizim de saldırıya geçmenizi engeller.

Aldığım haberlere göre Leo çoktan kaçmış yani onlar kuzeye gidiyoruz sanıyorlar. Aynı zamanda oradaki adamları yok olunca bundan kesinlikle emin olacaklardır.

Biraz bile rahatlarsalar bu bizim için avantaj demektir.

Gitmemize rağmen hala orduya ulaşamamıştık. Gölgeler bizi çok oyaladı.

Bu geceyi beraber burada geçirmeliyiz gibi gözüküyor.

-Samuel yanına çadır aldın mı?

-Mhm. Sen?

-Ahaha...

-Unuttun mu? Benimkinde yatabilirsin.

-Peki ya sen?

-Sadece birlikte uyuruz.

-Ama o çadır çok küçük!

-Yani?

-Yanisi...

-Biz artık evli bir çiftiz ve biliyorsun birlikte çok daha ileri gitmiştik.

Yenilgiyi kabul ettim. Yüzüm yanıyor gibi hissediyorum. Ahh neyse sadece bu geceyi atlatmalıyım.

_________
Yazar:Villainesssss

Pişman olma sırası artık sizdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin