Eve döndüğümde güneş yeni aydınlanıyordu ve inanılmaz uykum vardı ama gördüğüm manzara tüm uykumu kaçırdı.
Tam olarak öyle değilde daha çok sıkıyorsa uyu gibiydi.
Samuel villanın ortasında her şeyi yıkıyordu. Abilerim ve Carl çoktan bir kenara fırlatılmıştı.
Kılıcımı işe yaramayacağını bildiğim halde çıkardım.
-Sen ne yapıyorsun!
Ahh benim canım evim.
-Sonunda geldin dük bende seni bekliyordum.
-Bu senin bekleyiş şeklin mi?
-Bir sorun mi var?
Hahaha sence olabiliri mi? Eğer bir sorunum varsa beni öldürecek misin?
-Hiç olurmu haha. Niye geldin?
-Ah sende aradığım bir şey var.
-Bende sana ait bir şey yok.
-Evet var.
-Hayır yok.
-Evet var.
O anda bir anda yanıma ışınlandı ben de aynı anda geri atladım. Hamkemi farketti ve duvarda kısıldım. Hey K-dramada falan değiliz peki bu kabedoon ne alaka?
Tamam hadi bu hareleti yaptında şimdi ne olacak? Elini boynuma doğru götürdü. Haa sence ben bu kadar kolay bana dokunmana izin verirmiyim!?
Aşağıya bir tekme attım. Bu acıtmış olmalı. Elini duvardan çekti ve dişlerini sıktı.
Pfft dünyanın en büyük büyücüsü mü? Şuan karşımda duran kişiye benzemiyor.
-Senin derdin ne!?
-Hey beni sıkıştıran sendin!
-Sadce bunu alacaktım.
-Neyi?
Boynumu işaret etti. Dur yoksa bu kolyeyi mi istiyor. O nene bana gerçekten ne verdi?
-Bunu neden istiyorsun?
-O kadarı seni ilgilendirmez onu bana ver.
-Önce kırdığın şeyleri düzelt sonra ofisimde tartışmamız gerekenler var.
-? Haa öyle olsun.
Parmağını şıklattı ve her şey düzeldi. Poker suratımı korudum ve ofisime doğru yürüdüm. Beni arkamdan takip etti.
Şuan sadece evsiz bir köpek yavrusuna benziyor. Bir pitbull olması dışında hiç bir sıkıntı yok.
Koltuğuma oturdum ve oda karşıma yerleşti.
-Bu kolyeyi tanrıçayla olan savaşın için mi istiyorsun?
Upps çok direk oldu.
-Bunu 'emreden biliyorsun!?
-Kendi ödevime çalıştım diyelim.
-Peki ya öyleyse ne yapacaksın beni öldürm...
-Sana yardım etmek istiyorum.
-Huh?
-Sana kendi hikayemi anlatmama izin ver sonra karar verirsin.
-İlginç..
-Ben bu dünyadan değilim.
-!
-Yani öyleyim ama bir yandanda değilim. İlk hayatımda başka bir dünyadaydım ve bu dünya da okuduğum novelin dünyası.
-...
-Buraya ilk geldiğimde bu vücuttaydım. Elise'nin anıları ve duygularına da sahiptim. Novelde ben ölüme mahkum edilen kötü bir karakterdim.
-...
-Ama senaryoyu izlemedim hatta başrole yardım ettim ama sonunda yine öldüm. Her seferinde öldüm bu 5. Hayatım ama kendi dünyama dönemiyorum.
-?
-Yani benim dünyamın tanrısı ise yaramaz bir kedi ve beni geri getiremiyor. Buradaki tanrıça beni öldürmeye çalışıyor. Ne olursa olsun ölüyorum ve kediye göre bu benim son hayatım eğer bazı şeyleri tamamlamadan ölürsem asla huzur bulamayacak mışım.
-Dur bir dakika. Yani başka bir dünyada okuduğun novel deyiz ve bu senin buradaki 5. Hayatın.
-Evet.
-Peki ne istiyorsun?
-Novelde Alice'yi öldürmeye çalışırken oluyorsun.
-!
-Sana bir ortaklık teklif ediyorum tanrıçayı bırak onun müritini bile tek başına öldüremiyorsun. İzin ver yardım edeyim.
-Hahaha. Gerçekten çok ilginç. Bana nasıl yardım edeceksin?
-Burada çok uzun zaman geçirdim ve novel okudum. Alice şuan avucumun içinde.
-O zaman nerede kalıyorum?
-huh?
-Şey ortağız ve benim kalacak bir yerim yok ba'a bir oda verirsin değilimi sevgili dük?
-huuuuh!?
_________
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pişman olma sırası artık sizde
Historical FictionKaranlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerini kapattı. Elise 5. kez gözlerini açtığında bu sefer aynı hatayı tekrar etmeyecekti. Artık yaptığı...