Devrim Karaoğlu 2*

41.5K 2.7K 390
                                    

İnci ona kızmakta haklı olduğum bir konuda bile beni huzursuz edebilen bir varlıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnci ona kızmakta haklı olduğum bir konuda bile beni huzursuz edebilen bir varlıktı. Kızgınlığım onun canını acıtmayacak bir boyutta olsa bile cam gibi olan gözlerinin parçalanışını görmüştüm. Ona tavrıma karşı bir hassasiyeti vardı ve bu hassasiyet benim ona karşı olan zaafımla çakışmıştı.

"Bu kadar yüklü bir parayı sorunsuz bir şekilde geçirebileceğinizden emin misin?"

Zihnimdeki dalgalanmayı fark etmiştim ama anda kalmak benim gibi yetiştirilmiş bir adam için zor değildi. Bakışlarım önümdeki koltuklardan birine yerleşmiş Sabri'ye döndü. Dikkatim en başından ondaymış gibi sorusuna varlığını çok belli etmeyecek bir gülümsemeyle karşılık verdim. Hayatımın büyük bir kısmını insanları analiz ederek geçirmiştim. Kolaydı. Her şeyden önce insanları çözmek ve hamleleri tahmin etmek bir alışkanlıktı. Ve bu bir alışkanlığa dönüştüğünde, iş olmaktan çıkmıştı.

Şimdi sadece iki gün kalmıştı ama Sabri zor bir adam olduğunu gösterir gibi kafasındaki şüpheleri dile getiriyordu. Onu içten içe yemeye başlayan ve asla rahat uyutmayan şüpheler. İstediğim bu kaosu yaratmaktı ve yine de benim elimi sıkacaktı. Ama aynı zamanda düşündüğüm gibi zor bir adamdı ve istihbarat ona güven vermemi istiyordu. Onun eline kartları bu kadar kolay vermek de doğru değildi. Bir denge gerekiyordu. Onu rahat hissettirmeyecek ama elimi sıkmaya da devam ettirecek bir denge.

"Bilmem," dediğimde sesimdeki belirsizlik kısa bir süre içinde yüzünde parçalara ayrıldı. Bakışlarım diğer koltukta oturan Murat'a döndüğünde, ondan ne istediğimi anlamıştı. "Bu işi benim yerime yapabilecek birisi varsa ona git Sabri." Elimdeki telefonu iki parmağımın arasında çevirdiğimde, telefonun ekranına bakmamaya özen göstermiştim. Dikkatim dağılmamalıydı.

Murat hamlemi havada yakalayarak, yüzüne sadece benim kolaylıkla yakalayabileceğim endişeli bir ifade yerleştirdi. "Senden önce kimlerin kapısını çaldığımı biliyorsun Devrim," dedi. Bir isim belirtmemesi onun yararına olurdu. Akıllıca bir hamleydi. Sabri'nin elindeki listeye güvensizliğinin kapısını araladığında, o kapıyı sonuna kadar açmak bana kalmıştı.

"Biliyorum. Hepsinin bu işe girmemek için nasıl bahaneler uydurduğu kulağıma geldi." Dirseklerimi masaya yasladığımda, Sabri'nin öne doğru hafif bir şekilde eğildiğini gördüm. Şüphe zihnine sızmış, farklı isimlere karşı güveni sarsılmıştı. Sözüme bir senetten daha çok güvenmesi onun ahmaklığı, benimse yıllardır ortaya koyduğum emeğimin karşılığıydı.

"Senin teklifini duymak istiyorum. Açık olalım." Parmaklarını birbirine dolarken, bir dizinin titremesini muhtemelen fark etmemiş, bu yüzden kontrol altına almaya çalışmamıştı. Garip. Zor dedikleri bir adamın beden dilini okumak keyif vermiyordu. "Benim kim olduğumu biliyorsun Karaoğlu. Ben de seni biliyorum. Ne istiyorsun?"

İstediğim noktaya bu kadar çabuk gelmiş olması, bedenimi rahatlatsa bile zihnimin büyük bir kısmı şu an bu toplantının içinde değildi. Cam gibi olan gözler zihnimle alay ediyordu. Hayır, alay ettiği aslında daha önce hiç dikkati dağılmayan Kurt'tu.

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin