:1: Başlangıç
Yaşadığım hayatı her zaman denizin durgun dalgalarına benzetirdim; ne olursa olsun tek yapabildiği denizin duygularını yansıtmaktı. Ve bu dalgalar mutlaka bir gün kıyıya vurmak için oluşurdu, işte benim de kıyıya vurma vaktim gelmişti.
Ben İnci Özkan'dım.
Büyük bir denizin şiddetli dalgalarının aksine, insanları rahatsız etmeyen durgun dalgalarından biri olmayı seçmiştim sadece ama denizde fazla kalmış, zaman kaybetmiş ve çoktan alınması gereken bir kararı geciktirmiştim.
Taşınmalıydım.
Yaşadığımız hayat önümüze sürekli farklı zorluklar ve fırsatlar çıkarırdı. Ben hayatıma çıkan fırsatları değerlendirmek yerine zorlukların altında kalmayı seçen bir kadındım. O zorluklara gönüllü bir şekilde göz yummuş, hayatımı kendi ellerimle darmadığın etmiştim. Ama kabullendiğim tüm zorlukların sebebi, eve adım attığımda sıcacık bir ailenin içine girmek, kalbimi ısıtacak bir samimiyetle sarmalanma isteğimin sonucuydu. En azından evlatlık edinildiğim aile ile yaşamayı seçerken tek amaçladığım şey buydu. Bir ailemin olması.
Rüya gibi geçen üç yılın ardından, ailem olabileceğini düşündüğüm bu insanların gerçek yüzleriyle tanışmıştım. Beni kandırmak için taktıkları maske o kadar güzel oturmuştu ki yüzlerine, o maskeleri yüzlerinden çıktığında bile yalan söylediklerine inanamamıştım.
Bir insan yalandan şefkatle sarılabilir miydi? O kadın sarılmıştı. Bir insan yalandan abilik yapabilir miydi? O adam yapmıştı. Peki bir insan yalandan ses tınısını ayarlayıp, içten bir şekilde 'canım kızım' der miydi? Onlar demişti.
Evlatlık verildiğim ailem bana tam olarak bu oyunu oynamış, beni bir hedef olarak seçip bu oyunun piyonu haline getirmişti ve oyunun sonunda tek yaptığım onlara güvenmek ve ailem olarak kabul etmek olmuştu.
Bunun bir oyun olduğunu bilsem de onlardan vazgeçmeyi seçememiştim. Alışmak dünyanın en berbat duygusuydu ve tüm ruhumun en ücra köşelerine kadar sızmıştı. Bana ne yaparlarsa yapsınlar onlarla aynı evde yaşamaya devam etmiştim. Benim paramı harcamalarına sesimi çıkarmak yerine karşılığında verdikleri küçük ilgiye bile muhtaç olan ruhum onların daha fazla para harcamasına izin vermişti.
Beni tüketmişlerdi.
Ama tüm bunlara rağmen inatla onlardan vazgeçmeyen ruhumun bile sessiz kaldığı o andaydım şimdi. Bakışlarım magazin haberini dikkatle izlemeye yönelmişken bu hissin tüm ruhumu ele geçirmesine izin vermiştim; o durgun dalga sonunda kıyıya vurmuştu.
"Ünlü iş adamı Ahmet Özkan'ın oğlu Mehmet Özkan'ın nişan kutlamaları tüm gece devam etti. Geceden yayınlanan görüntüler arasında aile içinde yapılan nişanda İnci Özkan'ın olmaması dikkatlerden kaçmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...