20: "Maske"
Bir insanı çok farklı şekillerde incitebilirdiniz. Bazen kurduğunuz cümleler, bazen ona karşı tutumunuz buna sebep olurdu. En önemlisi siz farkında olmadan bile bunu yapabilirdiniz. Ve insan incindiği yerden bir daha asla darbe almak istemezdi. Yarasını gizlemek hep en doğru yolu seçmek gibiydi.
Hayatım boyunca farklı şekillerde incitilmiştim, bu yüzden attığım her adım sürekli yollarını değiştiren bir kadına aitti. Hiç uzun rahat bir yola sahip olmamış, kolay tercihler yapmamıştım. Farklı yollara hep mecbur bırakılmıştım.
Gözlerimi koyu mavilerinden çekerken, zihnimi tam şu anda büyük bir sessizlik kuyusuna itmek istedim.
Derin bir nefes alıp, üzerimdeki şaşkınlığı bir kenara atmaya çalıştım. "Odama böyle giremezsin."Onun da derin bir nefesle göğsünü şişirdiğini duyduğumda zihnim bir anlık yüz ifadesine odaklanmak istedi ama bu isteğimi bastırdım. Giyinmek zorundaydım. Dolabıma doğru ilerlerken, konuşması zihnimin aksine adımlarımı durdurmadı.
"Aradım açmadın," dediğinde sanki bu durum onun için odama izinsiz girmeye yeterli bir sebep gibiydi. Bu yaptığı kendi sınırlarını çizen bir adamın başkasının sınırlarını ihlal etmesiydi. Ben onun sınırlarından yüzlerce kez dışarı itilmiştim. Peki o benim sınırlarım olduğunu neden kabul edemiyordu?
"Açmak istemedim." Bakışlarım karanlıkta dolabımın içinde gezinirken, dudaklarımdan çıkan cümlenin tüm duygulardan arınmış olması büyük ihtimalle üzerime oturmuş yorgunluk yüzündendi. Öyle yorulmuştum ki maske takmaya bile ihtiyaç duymadan Devrim'e karşı umursamaz bir tavır takınabiliyordum. Öyle yorgundum ki zihnimdeki parçalar Devrim'i farklı bir şekilde değerlendirmek için birleşmiyordu.
Bir süre sessizliği seçerken, ben de üzerime giyebileceğim siyah rahat bir pijama takımını elime almıştım. Gözlerimi yüzüne çevirmek istemiyordum ama sessizliği uzun sürmüştü ve bu rahatsız ediciydi. İstemesem de gözlerimi koyu mavi olan ama karanlıkta parlamaya başlayan gözlerine çevirdim. Dikkatli bir şekilde gözlerimi hedef alması artık alıştığım bir durumdu. Göz teması kurmadan konuşmak istememişti.
"Mirza kapıyı bana açmadı," dedi beklediğimden daha sakin bir tonda. Odanın içi karanlık olup sadece banyodan gelen ışıkla aydınlandığı için yüzündeki ifade karanlıkta kalmıştı.
"Seni engellemesini ben istedim," derken boğazım kurumaya başlamıştı. Zayıflık göstermek yok diyen zihnim haklıydı. Yeni bir nefesle göğsümü şişirdim. "Seninle görüşmek istemiyordum."
Sırtını kapıdan ayırırken, bir adım atıp aramızdaki güvendiğim mesafeye bir darbe indirdi. Beklenmedik olduğu için bir adım geriye doğru gitmek istemiştim. Kendimi koruma iç güdüsü neden bu kadar yükselmişti bilmiyordum ama artık güven duygusu hissetmiyordum. Bugün güçlü durma rolünü yapamayacak kadar yorgundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...