:23: Karanlık Taraf

68.2K 4.1K 909
                                    

23: "Karanlık Taraf"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

23: "Karanlık Taraf"

Olmaktan korktuğumuz kişi ve olmak istediğimiz kişi arasında bazen uçurumlar oluşur. Ve ben nasıl biri olmak istediğimi bilirken kendimi olmaktan korktuğum birine dönüşürken bulmuştum. Kendimi aciz bırakmış, tamamen duygularımın yörüngesine kaptırmış ve en çok darbeyi de tam bu noktada yemiştim. Kullanılmıştım. Ama en acıtan kısmı bu değildi.

Ben kullanılmaya boyun eğmiştim.

Belki ilk yıllar için çocuk aklımla uyum sağladığımı söyleyebilirdim ama yıllar sonra bile buna ses çıkarmamış olmam şimdi çok ağrıma gidiyordu.

Hani güzel bir rüyanın içinde olduğunuzda, o rüyadan hiç uyanmak istemezsiniz ama uyandığınızda bile tekrar gözlerinizi kapatıp geri dönmek istersiniz ya... İşte benim yaptığım buydu. Onlarla geçirdiğim güzel günler, gerçek bir aileye sahip oluşum o kadar inanılmaz hissettirmişti ki bir gün onların beni sırf param için istemiş olmalarını kabullenememiş, gözlerimi kapatarak yeniden beni sevmelerini sağlayıp, o günlere geri döneceğimi umut etmiştim.

Ama ne onlar beni sevmişti, ne de o güzel günler geri dönmüştü.

"Uyudun mu?" Gözlerimi kapatmış olsam bile zihnimi bir türlü susturamadığım için uyanıktım. Uyuyamazdım. Kirpiklerimi kırpıştırıp açarken, Devrim'in spor arabası tanıdık caddeye giriş yapmıştı. Sabahın ilk ışıkları gökyüzünü aydınlatıp, karanlığa meydan okurken, evimi görmek farklı bir sıcaklığın kalbime ulaşmasına neden olmuştu. En azından dönecek bir evim vardı. Dudaklarımdan rahat bir soluk çıkarken aslında biraz da gerginliğimin aradan kalkmış olmasına sevinmiştim. Yol boyunca Devrim'in bana sarılışı sonrası sanki anlaşma yapmış gibi ikimiz de sessizliği seçmiştik. Aramızda oluşan bu gerilim daha önce hiç tanışmadığım farklı bir rahatsızlığa gebe olmuştu. Böyle bir şeyle nasıl baş edilir bilmiyordum.

Araba evin önünde durduğunda, emniyet kemerimi çözdüm. Bakışlarım zorunlu olarak yüzüne doğru çıkarken, onun da gözlerini kısarak yüzümü incelediğini görmek bir an için afallamamı sağladı. Birkaç saniye dudaklarım kapanıp açıldı ama ne söylemem gerektiğini bilemedim.

"Git biraz uyu İnci," dedi dikkatli bakışlarını üzerimde tutarken. Sanki üzerimdeki sersemliği hissetmiş, ipleri kısa süreliğine eline almıştı. Aynı cümleyi ona söylemek isterdim ama tüm gece uyanık olmasına rağmen benim aksime oldukça dinç görünüyordu.

Ona içimde yeni yeni filizlenen dikenleri iade etme duygumdan bahsetmeli miydim? Bu dikenleri geri vermediğim sürece rahat bir uyku uyuyamayacağımı biliyordum artık ama bu konuşmayı onunla yapmak istemediğimi fark ettim. Kırgınlığım öylece yerli yerinde duruyordu.

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin