Devrim Karaoğlu 3*

32.9K 2.5K 250
                                    

Ölümün nefesi ensemde dolaşırken uyumayı, çok uzun zaman önce öğrenmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölümün nefesi ensemde dolaşırken uyumayı, çok uzun zaman önce öğrenmiştim. Geceyi sabahla buluşturduğum günlerde bile iki saatlik uykuya alıştırdığım gözlerim beni hiç yarı yolda bıraktığı olmamıştı. Şimdi kendi düzenimi bozmak bu hayatın bana oynadığı bir oyundu. Kader bana her şeyi düzenlesen bile ben dağıtırım dersi vermişti.

Karşıma sadece İnci'yi çıkartarak yapmıştı bunu.

Zihnimin güzel gözlü bir kadının yokluğunda harap olması benim zayıflığımdı. Kaderin bana kurduğu bu tuzağa düşmek yine benim hatamdı. Ama bu zayıflığı ve zaafı sorgulama çizgisini, gözü kapalı geçtiğimi biliyordum. Bir yangın çıkmış ve o yangının üzerime sıçramasına izin vermiştim.

Şimdi bu yangının bıraktığı izleri hissetmeye başladığımda da sesimi çıkarıp, isyan edemezdim. Bir görevin içinde değildim. Elinde silah, dağın başında beklemesi gereken bir komutan da değildim.

Sadece zihnimi etkisiz bırakmayı başaran bir kadını benden uzağa yollamıştım. Kendi ellerimle. Yaraları henüz tam olarak iyileşmemişken. O yaralara doğru dürüst bakamamışken. Onun güvenliğinin, benim için kendime sıkacağım bir kurşuna dönüşmüş olması da beklemediğim bir gelişmeydi.

Sesini duymayı geçmiştim ama onunla nefesini duyabileceğim bir sessizliği bile paylaşamamıştık. Arabanın karanlığına doğru sıkıntılı bir soluk bıraktım. Artık sesini değil, sessizliğini istiyordum.

Zihnim karmaşaydı.

Zihnim yangın yeriydi.

Ama küle dönüşmeyen tek şey İnci'ydi.

Birbirine bağlayamadığım düşünceleri serbest bırakmıştım ama zihnimin çalışmak zorunda olan kısmı yapmam gerekenin ne olduğunu biliyordu. Karaoğlu olmak şu an için en kolay olanıydı. İçimden taşmak için bekleyen bir öfkeyi, bu gecenin karanlığına ortak etmeliydim.

Caddenin sessizliğini paylaşarak, arabada oturmaya devam ettim. Parmaklarım düzensiz bir ritm tuttururken, yaptığımı fark edip duraksamıştım.

"Benim olup olmamam hayatında bir fark yaratıyor mu Devrim? Çünkü bana her şey aynıymış gibi geliyor. Düzenini kimse bozamaz, dosyalarınla arana kimse giremez."

İnci'nin aklımda kalan isyanı gecenin karanlığında dudaklarımdan keyifsiz bir gülüş çıkardı. Düzenimi bozmuştu. Düzenimi bozması yetmezmiş gibi, düzenli olan her şeyi dağıtma isteği oluşturmuştu. Bir ritmi bile düzenli yapamayış nedenim olduğunu bilse o güzel gözlerine kırgınlık yerleştirip, onu istemediğimi tekrar ima edebilir miydi merak ediyordum. Göremeyecek kadar korkak olduğundan değil, görse bile gerçekliğine inanmayacak kadar aldatılmış olduğundan bu haldeydi.

Telefonumun çalmasıyla, arabanın içine küçükte olsa bir ışık yayılmıştı. Ekranda gördüğüm Kürşat ismiyle, bakışlarımı mekânın önünde tutarak, aramayı yanıtladım.

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin