:24: Kaos

63.6K 3.9K 552
                                    

:24: "Kaos"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

:24: "Kaos"

Her şeyi gözlerinizin önüne çekilen bir perdenin arkasından izlediğiniz bir anın içine mutlaka çekilmişsinizdir. Zihninizin tam ortasında bir kaos yaşanırken, içinde bulunduğunuz bir ana sadece seyirci kalabilirdiniz. Şu an kendimi senaryosunu hiç bilmediğim bir tiyatro oyununun içinde hissetmem muhtemelen bu yüzdendi.

Kürşat'ın yaşadığım bu boşluktan yararlanıp, beni asansöre doğru yönlendirmesiyle artık nefes almayan iki bedenin arabalara nasıl taşındığını görememiştim. Aslında bir suçun üzerinin nasıl örtbas edildiğini görmek şu an izlemek istediğin son şey olabilirdi .

Asansörün önüne geldiğimizde omuzlarıma baskı uygulayan parmaklarla boşluğa odaklanmış bakışlarıma bir odak sağlamaya çalıştım. "Şimdi yukarı çıkıp hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun." Gözlerim Kürşat'ın gözlerine dokunsa da zihnim yaşadığı kaosu daha ön plana almış gibiydi. "İnci!" Beni bir kez sarstığında içime çektiğim soluğu bırakıp, yutkunmaya çalıştım. "Bir şey belli etmemen gerekiyor. Tek yapman gereken bu." Yüzüme dikkatle diktiği bakışları, omzumun üzerinden arkamdaki bir noktaya kilitlendiğinde, başını eğip konuştuğu kişiyi onaylamıştı.

Asansör geldiğinde beni de kendisiyle birlikte asansörün içine çekti. Asansörün kapıları kapanırken, "Yukarı çıkıyoruz," dediğinde bilgilendirme yaptığı kişi ben değildim. Muhtemelen geçen Devrim'in bana verdiği bir kulaklığın benzerini kulağına geçirmiş, böylece iletişimin hep kalmasını sağlamıştı.

Zihnimin içinde uçlarını birbirine bağlayamadığım ama sarmaşık gibi birbirine dolanam sorular vardı. Her şey karmaşıktı ama her şey yolundaymış gibi olmalıydı. Derin bir nefesi içime çekerken, kendimi toparlamak için aklıma farklı konular getirmeye çalıştım. Son dakikaları hiç yaşamamış gibi devam etmek zorundaydım. Hayatımda daha önce de böyle anların içinde bulunmuştum. İyi olmadığım halde tüm geceyi yüzümde sahte bir gülümsemeyle kapattığım davetler vardı. Şimdi de aynı şekilde davranabilirdim. Devrim iki kişiyi öldürmemiş gibi.

"Sen," Boğazımın kuruluğu yüzünden yutkunmak zorunda kalırken duraksamıştım. Bakışlarım yandan ona dokunduğunda, asansörde çıkacağım katın düğmesine bastım. "Neden buradasın?"

Sorum yüzünde bir bocalama ifadesine dönüştüğünde iki saniye duraksamıştı. "Devrim'e borçlu kaldığım bir konu vardı. Karşılığında senin güvenliğin için benden birkaç tedbir istedi."

Gözlerim kısılırken, bakışlarımı yüzünden çekip asansör kapısına dikmiştim. Aslında söylediklerini anlamadığım konusunda emin olsa da ne yaptığını biliyordum. Beni izliyordu. Muhtemelen Devrim'in Kürşat için belirlediği görev buydu.

Asansörün kapıları açılırken, bakışlarımı Kürşat'a çevirmeden, "İnme," dedim. "Dikkat çekmek istemiyorum."

"Ama abi-"

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin