:19: "Sarsıntı"
Geçmiş çoğumuz için girmek istemediği karanlık bir kuyudur. Derinliği bakınca belirlenemeyen insanı titretecek kadar soğuk suyla dolu olan bir kuyu. Geçmişin derinliğini ve soğukluğunu tatmak zorunda kalanlar bir daha asla o kuyuya dönmek istemezler. Üşümek istemezler. Karanlıkta kalmak istemezler.
Ben de istemiyordum.
Ama hayatımda yer alan kişilerin yargıları yüzünden her seferinde kendimi o kuyunun dibinde buluyordum. Geçmiş beni kendine hapsetmeye devam ediyordu. Çıkışım yoktu.
Aynada dün gece kâbuslarım yüzünden gözlerimin altında oluşan morluklara bakarken bundan bir kaçışım olmadığını biliyordum. Ben geçmişin tutsağıydım ve attığım her adımda oradan asla kurtulamayacağım gerçeği yüzüme çarpıyordu. Ne zaman bunu unutmaya çalışsam, bir şekilde tekrar geçmişe dönüş yapıyordum. Kendimi geçmişin kuyusunda buluyordum.
Aynadaki yansımamdan gözlerimi kaçırdım. Bugün işe gitmem gerektiği için gözaltı morluklarımı fondötenle kapatmak zorunda kalmıştım. Hayat devam ediyordu. Hiçbir şey olmamış gibi hayatıma kaldığım yerden devam etmeli, herkese oynamalıydım. Devrim'le sevgiliydik. Bunu bir gerçek olarak kabul etmeliydim. Herkese oynamam için önce bunu kendime kabul ettirmeliydim. Ailemle birlikte bir yalanı gerçek olarak gösterdiğim gibi bunu da yapabilirdim.
Herkese rol yapacaktım. Hep yaptığım bu olduğu için düşüncesi beni korkutmuyordu. Ama bu sefer herkesin içinde Devrim de olacaktı. O da artık herkes gibiydi.
Üzerime dizlerimin üzerinde biten siyah bir kalem elbise geçirip, omuzlarıma kadar gelen saçlarımı düzleştirmiştim. Aynaya son bir bakış attığımda, normal göründüğüm ve dün geceden en ufak hasar almadığım kesindi ama ne yaparsam yapayım kendimden gizleyemediğim tek şey gözlerimdeki parçalardı.
Çantamı ve telefonumu alıp odadan çıkarken, havanın güneşli olması ruh halimin tam tersi bir güne geçiş yaptığımı gösteriyordu. Ev sessizdi. Merdivenlerden inerken, bu sessizliğin huzurun aksine huzursuzluğu zihnime fısıldadığını hissetmek yüzümü buruşturmamı sağladı. Buna alıştığımı düşünüyordum. Buna alışmış olmalıydım.
Salona anahtarlarımı almak için girdiğimde, yavru köpeğin halının üzerinde uyuduğunu görmek duraksamamı sağlamıştı. Dün benden ilgi beklemesine rağmen onu hayal kırıklığına uğratmıştım. Sessiz olmaya çalışarak anahtarımı sehpanın üzerinden aldım. Muhtemelen uyandığında yemeğe ve ilgiye ihtiyacı olacaktı. Kısa bir süre düşünüp, ardından yine sessiz adımlarla evden çıktım.
Devrim'in bahçesine bakmasam bile kimsenin olmadığını biliyordum. Sabah erkenden adamlarıyla evden ayrıldığına istemeden şahit olmuştum. Kürşat olmadığı için telefonuma bir mesaj bırakıp, numarasını kaydetmemi, bir şey olursa hemen ona haber vermemi istemişti. Ne büyük incelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...