:15: "Kan"
Bazı anlarda ne hissedeceğiniz konusunda büyük bir karmaşanın içinde bulursunuz kendinizi. Mutlu hissetseniz o an içinde bulunduğunuz duruma haksızlık yapacağınızı düşünürsünüz ve öfkeli hissetseniz bu sefer kendinizi kandırmış olursunuz.
Tam olarak böyle bir karmaşanın içinde yer alıyordum çünkü Devrim Karaoğlu'nun bu oyundan vazgeçmemiş olması beni anlayamadığım bir şekilde rahatlatmıştı ama aynı zamanda sırtıma yeni yükler de bırakmıştı.
Benim yüzümden etrafımdaki insanların zarar görmesi düşüncesi. Kitabın paragrafında geçen bir cümle olsa muhtemelen sürekli altını çizeceğim ve kendime hatırlatacağım bir düşünceydi.
Kürşat'la iki dakikayı geçen bir süre zarfında koridorda kalakalmıştık. Durumun ikimize de etkisi bir kova dolusu soğuk suyun yüzümüze çarpılması gibiydi; şok edici. Ama Kürşat sanki büyük bir karmaşaya giren kendisi değilmiş gibi afallamasını hızlıca göz ardı etmişti. Ya da çok güzel oynuyordu. Bana döndüğünde bakışları gözlerim yerine koridordaki halının desenlerine dikildi. "Ben kapının önündeyim yenge."
"Sen gerçekten.. onun dediğini yapmayı düşünmüyorsun değil mi?" Devrim Karaoğlu aklını kaçırmış olabilirdi ama etrafındakiler bu aklını kaçırmış adamın her düşüncesini onaylamak zorunda değildi.
Halıdaki desenlerden ilgi çekici olan sorum Kürşat'ın bakışlarını yüzüme çevirmesini sağladı. Hadi ama. Yüzündeki ifade bunu gerçekten yapacağını söylüyordu. Hatta Devrim'e karşı gelmesi ihtimalini düşünmüş olmama bile gücenmiş gibiydi. Onu tanımıyordum bile.
"Devrim ne derse o yapılır bizde yenge. Sen de buna alışsan iyi olur."
"Ben senin yengen değilim bunu ikimiz de biliyoruz."
Dudaklarına bir gülümseme otururken, başını iki yana salladı. "Devrim ne derse o yenge."
Kapıya doğru yönelirken adımlarım da onu takip etmişti. "Bu oyunun saçma olduğunu sen de söylemiştin. Sırf Devrim istedi diye beni zorla bu oyunda tutmasına yardım mı edeceksin?" Israrla onun kendi düşüncelerini yüzeye çıkarmak istiyordum çünkü en başından Devrim'e bu konuda sesini çıkarmıştı. Durumu hemen kabullenemezdi, kabullenmemeliydi.
Yüzündeki ifade söylediklerimi ciddi bir şekilde değerlendirdiğini gösterse de duraksamadan, "Tam olarak öyle yapacağım." dedi ve kapıdan çıkarak beni büyük bir bilinmezliğin ortasında tek başına bıraktı.
Öfkeli bir soluğu dışarı bırakırken, kendimle yüzleşmek konusunda hazır olmadığımı hissettim. Bunları en başından sen başlatmadın mı İnci? Babana yine inanarak bunu yapmadın mı? Gözlerimi sıkıca kapatarak, düşüncelerimin zihnimde dönmemesini diledim. En azından zihnim ağır bir darbe daha yemeden önce bir saat dinlenmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...